Doktor Soares etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Doktor Soares etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Mayıs 2021 Pazar

PEYGAMBER VE HALKI

PEYGAMBER VE HALKI

“İsa'nın kendisi, bir peygamberin kendi memleketinde saygı görmediğine tanıklık etmişti.” (Yuhanna 4:44)

Peygamber Rab’bin göksel hizmetine ortak olmaya çağırdığı kişidir. Rab’bin sesine karşı duyarlı olan bu insanlar Yüce Rab’den aldıkları mesajı insanlara ulaştırırlar. Yüce Rab’bin hizmetkarları olarak Rab’bin gücüyle donatılırlar ve sadakatle hareket ederler. Çünkü Sadık Rab onların yanındadır ve sözünü doğrular. Peygamber göklerin çağrısının arkasında olduğunu bilir. Bazı durumlarda peygamberler, kendilerine emanet edilmiş işlere engel oluşturanları azarlamak için de kullanılırlar.

Kutsal Metinler, İsa’nın tanıklığının herkes tarafından ciddiye alınması gerektiğini söyler. Mesih tamamen doğru olmayan hiçbir şey söylememiştir ve söylemeyecektir. Bu yüzden Rab bir insan aracılığıyla konuştuğu zaman bu peygamber kendi ülkesinde onurlandırılmayı asla beklememelidir. Bu ruhsal bir yasadır ve asla değişmez ya da iptal edilmez. Bu yüzden bu göksel hizmete çağrılan herkes kendi vatanında onurlandırılmamaya hazır olmalıdır. Bu Rab’bin seçtiği bir yol mu yoksa insanın kıskançlığının yol açtığı bir sonuç mu bilmiyorum. Ama kesin olan bir şey var. Peygamberler asla kendi halkının içinde onurlandırılmamıştır. ve bunu beklememelidirler. Rab’bi dinleyen birisinin onayı ancak Rab’den gelir. Akrabaları ve kendi halkı asla onun peygamberliğini tanımazlar. 

Birçok kişi şunu sorabilir; ‘tanınmayan bir peygamber ne yapmalıdır?’ Yüce Rab’bin ona verdiği görevi yerine getirmeye devam etmelidir. Rab’bin işini yapmaya, Baba’nın sevgisi hakkında konuşmaya devam etmelidir. İster onurlandırılmasın, ister zulüm görsün fark etmez. Çünkü bir gün doğruluk tacı ona verilecektir. O an gelene kadar Rab’bin çağırdıklarının ona hizmet etmeye devam etmeleri gerekir. Rab onları sonsuz yaşamda ödüllendirecektir.

Bir peygamber Baba tarafından yükseltildiğinde o da Rab’bi onurlandırılmalıdır. Rab’bin işini yapan herkesin ayartıya kapılmamak için dua etmesi gerekir çünkü insan ruhu kibre kapılıp Rab’den kopabilir. Yüce Rab’bin kullandığı bir çok insan kibre kapılmış ve İsa’daki yerini kaybetmiştir.

Yüce Rab’bin bir hizmetkarının ailesine bakışı, İsa’nın kendi ailesine bakışı gibi olmalıdır. Rab annesinin ve kardeşlerinin Rab’bin sözünü duyup onu yaşayanlar olduklarını söylemişti (Luka 8:21). Kardeşler, bu inanılmaz geliyor; ama bize çok büyük zararlar verebilecek olan akrabalarımız ve çocukluk arkadaşlarımız olabilir. Eğer kendi hayatlarının kontrolünü şeytana vermişlerse bu insanlar bizi gereksiz yere övebilir ve başkalarından daha iyi olduğumuzu bize düşündürtebilir. Çok farklı şekilde kullanılabilecek olanlar da vardır; mesela kimileri de bizim değersiz olduğumuzu söyleyebilir ve yaptığımız işi kendi çıkarımız için yaptığımıza inanabilir. Ama kulak vermemiz gereken tek bir kişi vardır ve o da Rab’dir. Rab asla bizi yanlışa yönlendirmez, her zaman çağrımızı onaylar. Rab’bi onurlandırmalı, ona her durumda güvenmeliyiz. Bunu yapmak bereketlenmiş bir hizmetkar olmayı isteyen herkes için hayatidir.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

KAHRAMANIN DÖNÜŞÜ

KAHRAMANIN DÖNÜŞÜ

“Saul’un ölümünden sonra Amalekliler’e karşı kazandığı zaferden dönen Davut Ziklak’ta iki gün kaldı.“(2. Samuel 1:1)

Amalekliler de tüm düşmanlar gibi kötüydü: Ziklak’ı işgal ettiler ve şehrin yağmalanmasından elde ettikleri ganimetle birlikte kadınları ve çocukları da götürdüler. Bu Rab’bin adamı Davut’u tüm gücü tükenene kadar Rab’be yalvarmaya yöneltmişti. En güçlü adamlar da zorluklardan geçerken gözyaşı dökerler. Böyle durumlarda her zaman Rab’be yönelmeli, ihtiyaç duyulan değişimi gerçekleştirmek için ondan güç istemeliyiz.

Kendine geldikten sonra Davut bu zalim insanların peşine düştü ve altı yüz adamıyla onları yendi. Sonra yeni bir yağma yasası koydu ve Saul’ün üç çocuğuyla birlikte öldüğü haberini aldığı Ziklak’a gitti. Davut günlerini Saul’den saklanarak geçirmişti, ama canını almak isteyen bu adam artık ölmüştü. Sonsuz denenme ya da bir gün yenilmeyecek bir düşman yoktur. En kötü düşmanlar bile ya onlardan daha güçlü birisi tarafından, ya da hayatın değişmez kuralı olan ölümle giderler. Rab’be güvenenler ise her zaman korunurlar ve onlar için umutsuzluğa düşmenin nedeni yoktur; çünkü Yüce Rab onlar için bir çıkış yol gösterecektir.

Yukarıdaki ayete dönecek olursak, ilk olayın ikincisi gibi olmadığı görülüyor; ama aslında bu olaylar birbiriyle bağlantılıdır. Saul öldükten sonra Davut tahta oturma zamanının yaklaştığını anlamıştı; çünkü yıllar önce peygamber Samuel tarafından İsrail kralı olarak atanmıştı.

Bilge kişi Rab’bin kendisine gösterdiği hedefine ulaşmak için doğru yolu ve doğru zamanları bilir; tek yapması gereken imanda kararlı durmak ve yanlışlara bulaşmamaktır. Davut o güne kadar elde ettiği birçok zaferden sonra ruhunda ona daha büyük bir görevin verildiğini hissediyordu. İki gün boyunca başlayacağı bu yeni görevi için dua etti; Davut çok dua ederdi.

Müjdeye olan saygı ve dua yaşamı bir insanın Rab’be ait olduğunun işaretleridir. Dua ederken tüm kişisel isteklerimizi geride bırakmamız ve Babamızın bize verdiği göreve odaklanmamız gerekir. Rab ile olan paydaşlık zamanımız sırasında ya da ondan sonra kararlar vermeliyiz.

Davut Ziklak’tan ayrılarak tahta oturmak üzere yola çıktı. Rab onun için yüreğine uygun bir adam olduğunu söylemişti ve şimdi bu adam İsrail kralı olmaya hazırdı. Saul’den saklandığı yıllar ona Rab’be yönelik büyük bir güven kazandırmıştı ve halkının kralı olma görevini devralmak bu güveninin zirve yaptığı yerdi.

Kardeşim, eğer bugün sıkıntılardan geçiyorsan cesaretini kaybetme! Başına gelenlerin hiçbiri Rab’bin gözlerinden saklı değildir. Rab’be saygı göster! Her sıkıntıyı aşmanın sırrı budur.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

DUYMAZLIKTAN GELMEYİN!

 DUYMAZLIKTAN GELMEYİN!

“Kendisine dönmeleri için aralarına peygamberler gönderdi. Bu peygamberler halkı uyardılarsa da, onlara kulak asmadılar.” (2. Tarihler 24. 19)

Yoaş’ın son günleri korkunçtu. Kahin Yehoyada’nın ölümünden sonra yedi yaşında tahta geçmişti ve kötü yolları seçmişti. Rab ona peygamberler gönderdi ama hiçbiri onu kötü yollarından döndüremedi. Yahuda’nın prensleri ona kötü akıllar verdiler ve kral Rab’bin yolundan uzaklaştı. Yaşlı kahin hayattayken kral Rab’bin sofrasından besleniyordu, ama bu Rab adamı öldükten sonra Yoaş aldatıcı ruhlara kulak verdi ve bu onu yıkıma götürdü. Dikkatli olun! Tarih kendini tekrar eder.

Günahlı olmasına rağmen Yaratıcımızın sevgisi krala devamlı kötü yollarını terk etmesi için ısrar etti. Ama aptallığı Rab’bi dinlemesine engel oldu. Bugün kutsal yolda kalmaktansa kötü ruhları dinleyen birçok insan var ve onlar lanetlenecekler. Şeytani zevkler, servet biriktirme yarışı, siyasi felsefeler ve başka kötü yollar Rab’bin birçok kulunu günahın tutsağı haline getirmiştir.

Rab’bin seçtiği insanlardan bazıları inatçılıkları nedeniyle günahlı yollarda kalır ve bu tür durumlar genelde birinin onlara bir kötülük etmesiyle başlar. Aldıkları önemsiz bir saldırı sonrası bu insanlar o kadar yanlış davranmaya başlarlar ki sonunda ölümün egemenliğine giderler. Bu sizin başınıza geldi mi? Neden sizi tamamen mutlu edebilecek olan, yaşamın kendisi olan Rab’bi aramayı bırakıyorsunuz? Rab’bin isteğini mi yapıyorsunuz yoksa her gün umutsuz vaka olduğunuzu düşünerek günaha daha çok mu batıyorsunuz? Dikkatli olun! Eğer umutsuz bir vaka olsaydınız şimdi bu mesajı okuyor olmazdınız!

Göksel yetki ile konuşuyorum ve Rab’bin size gönderdiği peygamberlerden biri olarak şunu söylüyorum: Şimdi günaha son verin ve aklınızı başınıza toplayın! Dostum, sonsuz yaşamını düşmanın seni tutsak etmek için kullandığı yalanlarına değişmene değmez. Rab’bin eli şimdi sana uzanıyor ve seni günahından kurtarmak istiyor. Kutsal Ruh seni hiç terk etmedi. Tam tersine, Babamızdan uzaklaştığını sana hissettiren bu ruhtur. Rab seni kucaklamak istiyor. Gözyaşlarını silmek ve sana saygınlığını tekrar kazandırmak istiyor. Bu anı değerlendir ve Rab’be geri döndüğünü söyle! 

Yoaş’ın akrabaları yalanda ve putperestlikte usta oldukları için onun yüreğini kirlettiler. Sizi Rab’bin yolundan kim çıkardı? İş yerinizden birisi mi? Ailenizden biri mi? Ya da gizli bir ilişkide olduğunuz kişi mi? Mesih’e iman etmediğinizde yaşayacağınız sonsuz acıya değer mi? Neden iyi ve doğru olan sonsuz zevki geçici, önemsiz bir şey için takas edesiniz? İsa size bol yaşam teklif ediyor (Yuhanna 10:10). Düşmanın yüreğinizde bir dakika bile daha fazla durmasına izin vermeyin! Kötülükten kurtulmak ve iyiliğe tutunmak sizin elinizdedir!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

EN BÜYÜK PLANIN GERÇEKLEŞMESİ

EN BÜYÜK PLANIN GERÇEKLEŞMESİ

“Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.” (Yaratılış 1:1)


Başlangıçta hiçbir şey yoktu, ama sonra Rab’bin Kutsal Ruhu dünyanın üzerinde hareket ediyordu ve Rab yetkin sesiyle konuşmaya başladı. Bu muhteşem yaratma projesinin yanı sıra Yüce Rab ikinci büyük planını da uygulamaya koymuştu. Üçüncüsünü ise dünyaya tekrar geldiğinde başaracak.

Gökyüzünün yanı sıra başlangıçta Rab yeryüzünü de yaratmıştı. Yeryüzü o zaman şekilsiz ve boştu; ama Yüce Rab’bin ruhu onun üzerindeydi (Yaratılış 1:2). Bu İsa’yı kabul etmiş ve Tanrısal güce erişimi olmasına rağmen bir insanın hala bilgisiz kalması gibidir. Zaman geçer, bu kişi vaazlar dinler, Yüce Rab’bin eylemlerini görür, Rab’bin sözünü öğrenir ve bunlar onu şekillendirerek zamanla Yüce Rab’bin benzeyişine yaklaştırır. 

Rab’bin ruhunun gelmesi ve hareket etmesi yaratılış anında çok merkezi bir öneme sahiptir. İbranice metindeki Rab’bin ruhunun suyun üzerinde hareket etmesine dair ifade, tavuğun yumurtalarının üzerinde kuluçkaya yatmasına benzetilebilir. Ruh suyun üzerinde hareket ederken yeryüzü henüz şekilsiz ve boştu. Ama Rab’bin ağzından çıkan sözlerle güçlendirildi. Rab’bin yetkin sesiyle ışık ve diğer her şey var oldu.

Rab’bin Kutsal Ruhunun suların üzerinde ne kadar hareket ettiğini bilmiyoruz ama yaratılışın başlangıcı böyleydi. Rabbimiz bundan sonra her şeyi yaratmaya başladı. İyi haber şu ki ne Rab’bin sesi ne de kendisi bugün de değişmemiştir; hala aynı güce sahiptir. Bir insan her türlü sorunla karşılaşabilir, görünüşe göre çözümsüz problemlerle etrafı sarılabilir, ama Yüce Rab’bin sözü aracılığıyla ya da Kutsal Kitap’ı okurken duyduklarına kulak verip inanırsa, ihtiyaç duyduğu Tanrısal işleri görecektir. Bunun mümkün olmasının nedeni Rab’bin ağzından çıkan sözün içinde Babamızın buyruğunu yerine getirecek gücün de bulunuyor olmasıdır. Bu yüzden kardeşler, her zaman Rab’bin söylediklerine kulak verin. Rab her zaman söylediklerini yapar. Babamızın yarattığı her şeyin mükemmel olduğunu hep hatırlayın.

Adem günah işlediğinde insan Yaratıcısı ile olan paydaşlığını kaybetti ve bu yüzden düşmanın saldırılarına açık hale geldi. Ama Rabbimiz bu duruma müdahale etti ve ikinci planını devreye soktu: kurtuluşumuzun planı. Artık herkes Babamız ile olan paydaşlığını tekrar kurabilir. Kutsal Ruh’un meshedişi altında olduğumuzda Rab’bin sözünü duyarız ve o zaman tüm kötülüklerden kurtulmak için yetkilendiriliriz.

Yüce Rab şimdi üçüncü büyük planına hazırlanıyor: İsa’nın ikinci gelişi ve onu izleyen sonsuz Yargı. Bu yüzden kardeşler, günahlı ve şeytani stratejiler bugüne kadar sizi etkisi altında tuttuysa, bu yüzden sıkıntılara düştüyseniz, şimdi Rab’bin sizi özgür bırakmaya yetkin sesine kulak verin!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

DOĞRU YERDE OLUN!

DOĞRU YERDE OLUN!

“İsa, eli sakat adama, “Kalk, öne çık!” dedi.” (Markos 3:3)

Rab’bi hoşnut etmeyi isteyenler yüreklerinin derininde Rab’bin işinin yer alması gerektiğini bilirler. Rab çocuklarına inanmaları gerekenler ve atmaları gereken adımlarla ilgili her şeyi öğretir. Rab’be aklınızdan geçen herhangi bir şeyi söyleyip duyulmayı beklemeyin. Rab’bin gerçekten yardımını almak isteyenler onun söylediklerine kulak vermeli ve sözüne bağlı kalmalıdır.

Kutsal Ruh’un dokunuşunu hissetmek için hazır olmak iyidir. Vaaz dinlerken ya da Kutsal Kitap okurken dikkatinizi çeken şeylere karşı duyarlı olun. Rab bu şekilde sizinle konuşur ve size öğüt verir. Rab’bin ipuçları onu Babamıza dua ederken kullanmanız içindir. Ama eğer bunu gelişigüzel bir şekilde yaparsanız ya da sadece ihtiyacınızı karşılamaya çalışırsanız cevap alamazsınız.

İnsan doğduğunda ‘yenilgi ve başarısızlık’ zincirine bağlı olarak doğar. Dünyanın hiçbir yerindeki hiçbir kilisenin vaizi insanı oradan kurtaramaz. Tek yapabilecekleri şey onlara göksel mesajı duyurmaktır. Çünkü bir insanı kurtarma ve armağanlarını ona verme gücüne tek sahip olan Rab’dir. Ama Rab’bin sözünü duyduktan sonra insanın Yüce Rab’bin önüne gelip Rab’bin planındaki yerini alması gerekir. Kardeşlerim, işlerini yapmayanlar sonunda vaat edilen bereketleri alamazlar.

Kim vaaz veriyor olursa olsun Rab’bin olmamızı istediği yerde olmalıyız. Rab’bin söylediklerini duymalıyız. Rab’den gelen sözlere kulak vermeliyiz ki Rab hayatlarımızda etkin olabilsin. Rab’bin halkından uzak duranlar ve dışarıda bekleyenlere Rab’bin lütfu ulaşmaz. Kendilerini özel ya da Rab’bin ailesinde bulunmak için fazla iyi görenler gerçeği öğrenmiş olsalar bile imanda pek başarıya ulaşamazlar.

Birçok insanın bereketlerini kaçırıyor olması çok üzücüdür. Eğitimlerinden, doğdukları ailelerden, toplumdaki statülerinden ya da başka nedenlerden dolayı duydukları kibir şüphe yok ki şeytanın hayatlarında başarılı olmasını sağlayacaktır ve bu şekilde bereketlerini kaybedeceklerdir. Müjdenin güçlü mesajını duymuş olsalar da onlar zaferlilerden olamazlar. Çünkü sadece kendini alçaltanlar yükseltilirler.

Rab’bin sözünü kabul ettiğimizde ve ona teslim olduğumuzda Rab ile aramızdaki uyumu tekrar sağlıyoruz. İnsan Adem’in günahıyla ilk kez Rab’bin varlığından uzaklaştırılmıştı ve o zamandan beri Yüce Rab’bin amacından uzakta yaşıyordu. Ama Rab’bin planına geri dönenler için bu ilişki tamamen eski haline döndürülür (Matta 12:13).

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

12 Mayıs 2021 Çarşamba

GÖKSEL KAPILAR HALA AÇIK

GÖKSEL KAPILAR HALA AÇIK

“Otuzuncu yılda, dördüncü ayın beşinci günü Kevar Irmağı kıyısında sürgünde yaşayanlar arasındayken gökler açıldı, Tanrı’dan gelen görümler gördüm.” (Hezekiel 1:1)

Hezekiel bir kahin ve peygamberdi. Esir düşen halkın arasında olmasına rağmen göklerin açıldığını görmüştü. Daniel’in çağdaşıydı ve muhtemelen Yeremya’nın öğrencilerinden biriydi. Tüm hizmeti Babil’deki tutsaklık sırasında gerçekleşti ve beşinci yılda İsrailli esirler arasındayken peygamberlik yapmaya başladı. Görümleri karmaşıktı ama içindeki mesaj oldukça anlaşılırdı. Rab’bin İsrail soyuna gönderilen bu kulu uzak bir diyara götürülmüştü halkın yanlışları yüzünden kendisi de tutsaktı. Ama kendini karanlıkta bulanların arasında olmasına rağmen gökler ona açıldı ve Tanrısal görümler görmeye başladı.

Kardeşlerim, Rab’bin sözüne göre gördüğümüz görümler Rab’bin ellerinde bizi kullanışlı yapar. Dünyasal şeyleri öğrenmek önemlidir, ama Kutsal Yazılardan öğrendiklerimizle Rab’bin isteğini yerine getiririz. Rab’den bir şey öğrenen kalkıp onu diğerleriyle paylaşmalıdır. İnsanlar Baba’ya yaklaşsın diye kendimiz bir şeyler uyduramayız. Ayaklarımızın üzerinde durabilmemiz bile Rab’bin desteğiyledir. Yüce Rab bu görümleri Hezekiel’e açmaya başladığında ona kalkmasını buyurdu çünkü onunla konuşmak istedi. Bu ancak Rab’bin ruhunun onda etkin olmasıyla mümkündü.

Kardeşlerim, bir insanın gördüğü bir görüm onu yapması gereken işte yetkin kılmaz. Rab’bin sesini dinlemeli, ondan daha çok öğrenmeli ve böylece onun adında konuşabilmelidirler. Yeni olanlara görev verilmemeli, tamamen hazır olana kadar onlara eğitim verilmelidir.

Rab’bin İsrail halkının tutsaklığıyla ilgili bir amacı vardı. Halk birçok utanç verici şey yaşıyordu. Söz her zaman Rab’bin kendini göstermek istediği yerde açıklanır. Zorbalar Yüce Rab’bin çocuklarını sonsuza dek ellerinde tutamayacaklardı.

Her şeyden önce İsrailliler aralarında bir peygamber olduğunu bilmeliydiler; onun tanıklığı ilgilenseler de ilgilenmeseler de önemliydi. Dünyada neler olduğunu yargılayamayız ama imanla Rab’bin elinin tüm dünyada etkin olduğunu söyleyebiliriz. Rab halkını tutsaklıktan kurtaracaktı. Biz de bunun rüya gibi geldiği insanlar gibi olacağız (Mezmurlar 126:1).

Hezekiel Daniel ile muhtemel aynı yaştaydı. Rab ona halkın türlü günahlar işlediğini gizlice gösterdi. “Duvardaki delik” onların gizlice yaptıklarını anlaması için yeterliydi. Bu bugün de böyledir. Rab bazen bize küçük bir şey açıklar ama tek yapmamız gereken Rab’bin birçok kulunu onun yüce varlığından ayıran günahların neler olduğunu anlamak için bu küçük anlayışı kazmaktır. Günahın tutsaklığından kaçın ve doğruluk yolunda yürüyün. Hezekiel’in Rab’binin bugün de sizin için göklerin kapılarını açacağına inanın. Rab’bin sözüne inanın ve kararlı durun!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares