makaleler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
makaleler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Mayıs 2021 Pazar

PEYGAMBER VE HALKI

PEYGAMBER VE HALKI

“İsa'nın kendisi, bir peygamberin kendi memleketinde saygı görmediğine tanıklık etmişti.” (Yuhanna 4:44)

Peygamber Rab’bin göksel hizmetine ortak olmaya çağırdığı kişidir. Rab’bin sesine karşı duyarlı olan bu insanlar Yüce Rab’den aldıkları mesajı insanlara ulaştırırlar. Yüce Rab’bin hizmetkarları olarak Rab’bin gücüyle donatılırlar ve sadakatle hareket ederler. Çünkü Sadık Rab onların yanındadır ve sözünü doğrular. Peygamber göklerin çağrısının arkasında olduğunu bilir. Bazı durumlarda peygamberler, kendilerine emanet edilmiş işlere engel oluşturanları azarlamak için de kullanılırlar.

Kutsal Metinler, İsa’nın tanıklığının herkes tarafından ciddiye alınması gerektiğini söyler. Mesih tamamen doğru olmayan hiçbir şey söylememiştir ve söylemeyecektir. Bu yüzden Rab bir insan aracılığıyla konuştuğu zaman bu peygamber kendi ülkesinde onurlandırılmayı asla beklememelidir. Bu ruhsal bir yasadır ve asla değişmez ya da iptal edilmez. Bu yüzden bu göksel hizmete çağrılan herkes kendi vatanında onurlandırılmamaya hazır olmalıdır. Bu Rab’bin seçtiği bir yol mu yoksa insanın kıskançlığının yol açtığı bir sonuç mu bilmiyorum. Ama kesin olan bir şey var. Peygamberler asla kendi halkının içinde onurlandırılmamıştır. ve bunu beklememelidirler. Rab’bi dinleyen birisinin onayı ancak Rab’den gelir. Akrabaları ve kendi halkı asla onun peygamberliğini tanımazlar. 

Birçok kişi şunu sorabilir; ‘tanınmayan bir peygamber ne yapmalıdır?’ Yüce Rab’bin ona verdiği görevi yerine getirmeye devam etmelidir. Rab’bin işini yapmaya, Baba’nın sevgisi hakkında konuşmaya devam etmelidir. İster onurlandırılmasın, ister zulüm görsün fark etmez. Çünkü bir gün doğruluk tacı ona verilecektir. O an gelene kadar Rab’bin çağırdıklarının ona hizmet etmeye devam etmeleri gerekir. Rab onları sonsuz yaşamda ödüllendirecektir.

Bir peygamber Baba tarafından yükseltildiğinde o da Rab’bi onurlandırılmalıdır. Rab’bin işini yapan herkesin ayartıya kapılmamak için dua etmesi gerekir çünkü insan ruhu kibre kapılıp Rab’den kopabilir. Yüce Rab’bin kullandığı bir çok insan kibre kapılmış ve İsa’daki yerini kaybetmiştir.

Yüce Rab’bin bir hizmetkarının ailesine bakışı, İsa’nın kendi ailesine bakışı gibi olmalıdır. Rab annesinin ve kardeşlerinin Rab’bin sözünü duyup onu yaşayanlar olduklarını söylemişti (Luka 8:21). Kardeşler, bu inanılmaz geliyor; ama bize çok büyük zararlar verebilecek olan akrabalarımız ve çocukluk arkadaşlarımız olabilir. Eğer kendi hayatlarının kontrolünü şeytana vermişlerse bu insanlar bizi gereksiz yere övebilir ve başkalarından daha iyi olduğumuzu bize düşündürtebilir. Çok farklı şekilde kullanılabilecek olanlar da vardır; mesela kimileri de bizim değersiz olduğumuzu söyleyebilir ve yaptığımız işi kendi çıkarımız için yaptığımıza inanabilir. Ama kulak vermemiz gereken tek bir kişi vardır ve o da Rab’dir. Rab asla bizi yanlışa yönlendirmez, her zaman çağrımızı onaylar. Rab’bi onurlandırmalı, ona her durumda güvenmeliyiz. Bunu yapmak bereketlenmiş bir hizmetkar olmayı isteyen herkes için hayatidir.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

KAHRAMANIN DÖNÜŞÜ

KAHRAMANIN DÖNÜŞÜ

“Saul’un ölümünden sonra Amalekliler’e karşı kazandığı zaferden dönen Davut Ziklak’ta iki gün kaldı.“(2. Samuel 1:1)

Amalekliler de tüm düşmanlar gibi kötüydü: Ziklak’ı işgal ettiler ve şehrin yağmalanmasından elde ettikleri ganimetle birlikte kadınları ve çocukları da götürdüler. Bu Rab’bin adamı Davut’u tüm gücü tükenene kadar Rab’be yalvarmaya yöneltmişti. En güçlü adamlar da zorluklardan geçerken gözyaşı dökerler. Böyle durumlarda her zaman Rab’be yönelmeli, ihtiyaç duyulan değişimi gerçekleştirmek için ondan güç istemeliyiz.

Kendine geldikten sonra Davut bu zalim insanların peşine düştü ve altı yüz adamıyla onları yendi. Sonra yeni bir yağma yasası koydu ve Saul’ün üç çocuğuyla birlikte öldüğü haberini aldığı Ziklak’a gitti. Davut günlerini Saul’den saklanarak geçirmişti, ama canını almak isteyen bu adam artık ölmüştü. Sonsuz denenme ya da bir gün yenilmeyecek bir düşman yoktur. En kötü düşmanlar bile ya onlardan daha güçlü birisi tarafından, ya da hayatın değişmez kuralı olan ölümle giderler. Rab’be güvenenler ise her zaman korunurlar ve onlar için umutsuzluğa düşmenin nedeni yoktur; çünkü Yüce Rab onlar için bir çıkış yol gösterecektir.

Yukarıdaki ayete dönecek olursak, ilk olayın ikincisi gibi olmadığı görülüyor; ama aslında bu olaylar birbiriyle bağlantılıdır. Saul öldükten sonra Davut tahta oturma zamanının yaklaştığını anlamıştı; çünkü yıllar önce peygamber Samuel tarafından İsrail kralı olarak atanmıştı.

Bilge kişi Rab’bin kendisine gösterdiği hedefine ulaşmak için doğru yolu ve doğru zamanları bilir; tek yapması gereken imanda kararlı durmak ve yanlışlara bulaşmamaktır. Davut o güne kadar elde ettiği birçok zaferden sonra ruhunda ona daha büyük bir görevin verildiğini hissediyordu. İki gün boyunca başlayacağı bu yeni görevi için dua etti; Davut çok dua ederdi.

Müjdeye olan saygı ve dua yaşamı bir insanın Rab’be ait olduğunun işaretleridir. Dua ederken tüm kişisel isteklerimizi geride bırakmamız ve Babamızın bize verdiği göreve odaklanmamız gerekir. Rab ile olan paydaşlık zamanımız sırasında ya da ondan sonra kararlar vermeliyiz.

Davut Ziklak’tan ayrılarak tahta oturmak üzere yola çıktı. Rab onun için yüreğine uygun bir adam olduğunu söylemişti ve şimdi bu adam İsrail kralı olmaya hazırdı. Saul’den saklandığı yıllar ona Rab’be yönelik büyük bir güven kazandırmıştı ve halkının kralı olma görevini devralmak bu güveninin zirve yaptığı yerdi.

Kardeşim, eğer bugün sıkıntılardan geçiyorsan cesaretini kaybetme! Başına gelenlerin hiçbiri Rab’bin gözlerinden saklı değildir. Rab’be saygı göster! Her sıkıntıyı aşmanın sırrı budur.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

AYNI GÜNAHA AYNI HÜKÜM!

AYNI GÜNAHA AYNI HÜKÜM!

““Sen önemsiz biriyken, ben seni halkım İsrail’e önder yaptım. Ama sen Yarovam’ın yolunu izleyip halkım İsrail’i günaha sürükledin. Günahlarınız beni öfkelendirdi.” (1. Krallar 16:2).

Gücün büyüsüne kapılıp Rab’bi unutan insanları görmek çok üzücü! Rab tarafından özel bir işi yapmak üzere seçilen insanlar günahın tuzaklarına kapılıp düşebiliyor. Peygamber Ahiya’nın giysilerini yırtıp İsrail’in on oymağını temsil eden on parçasını verdiği Yarovam’ın başına gelen de buydu. Yüce Rab İsrail krallığını on iki parçaya ayırıp on oymağı Yarovam’a verecekti (1. Krallar 11:29*31). Yarovam sonunda başka ilahlara tapan ve krallığın ikiye ayrılmasına sebep olan Süleyman gibi hareket etmemesi için uyarılmıştı. Bilge Süleyman Rab’bin kutsallığı ile oyun oynayacağını düşünmüş fakat çok yanılmıştı!

Yarovam Rab’bin uyarısını hor gördü ve çılgın yollarla kendisini şeytana teslim etti (1. Krallar 12:26-33). Bundan sonra çocuklarından biri Ahiya’nın söylediği gibi hastalandı ve öldü (1. Krallar 14:1). Daha sonra Rab Yarovam’ın kötülüklerini unutmuş gibi görünüyordu çünkü diğer oğlu tahta geçmiş ve hüküm sürmeye başlamıştı. Ama sıradan bir adam olan Baaşa onun karşısına çıktı ve iki yıl sonra onu öldürdü. Baaşa krallığı ele geçirir geçirmez Yarovam’ın diğer çocuklarını da öldürdü ve böylece Rab’bin Sözü gerçekleşti. Ama Baaşa da Yarovam’ın işlediği günahları işledi ve onun da sonu aynı oldu (1. Krallar 15). Aynı günaha aynı hüküm gelir!

Baaşa yirmi dört yıl hüküm sürdü; yani kötü yollarından tövbe edecek yeterli zamanı vardı ama böyle yapmadı ve Yarovam’ın hatalarının aynılarına kapıldı. Peygamber Yehut Rab tarafından kullanılarak ailesinin ve kendisinin de Yarovam’la aynı sona sahip olacağını haber verdi; çünkü kral olması için hiç kimseyken Rab tarafından seçilmişti. Ama o da Yarovam gibi Tanrısal uyarılara kulak asmadı.

Baaşa öldü ve bir süre Yüce Rab yine olanları unutmuş gibi göründü çünkü oğlu Ela başa geçti. Ela, Tirsa’da sarhoşken uşağı Zimri onu öldürdü. Krallığı aldı ve Baaşa’nın ailesini ortadan kaldırdı. Akrabalarından ve dostlarından tek bir erkeği sağ bırakmadı (1. Krallar 16). Aynı günaha aynı hüküm gelmişti! 

Kutsal Kitap’ta böyle günah işleyip karşılığını bulan birçok insanın örneği anlatılır. Ama bugün hala Rab’bin halkının arasında özel olduğunu düşünen, yanlış düşüncelere kapılıp Tanrısal buyruklara karşı gelen insanlar var. Bu yüzden başlarına üzücü şeyler geliyor. İnsanlar genç yaşta ölüyorlar. Çaresi bulunamayan hastalıklar gelip bütün aileleri ve evlilikleri yok ediyor. Tüm bunlar Rab’bin “kutsalları”nın bazılarının Rab’den uzaklaşabileceklerini düşünmeleri yüzünden oluyor. Kimse düşman ile işbirliği yapma hakkına sahip değildir. Rabbimiz kutsaldır ve bizim de kutsal olmamız gerekiyor (1. Petrus 1:16). Yanlış yolda yürüyenler yüksek bedeller öderler. Umarım bu sizin başınıza gelmez!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

RAB’Bİ SEVMEK RAB’BİN BUYRUKLARINA UYMAKTIR

RAB’Bİ SEVMEK RAB’BİN BUYRUKLARINA UYMAKTIR

“Ben ihtiyardan, gerçekten sevdiğim sevgili Gayus’a selam!” (3. Yuhanna 1.1)

İhtiyar Yuhanna, ‘gerçekten sevdiğim’ diye hitap ettiği Gayus’a bir mektup yazıyor. Böyle diyor çünkü onu Gerçekte seviyor. Rab’be böyle kulluk etmeli, kardeşlerimizi böyle sevmeliyiz. Çünkü bunu yapmazsak onları sevmeyi ihmal ettiğimiz için sorumlu tutuluruz.

Yuhanna Rab’bin en önemli öğrencilerinden biriydi. Gökgörültüsü oğlu (Markos 3:17) Efendimizin en yakınındakilerden olma zevkine sahipti; hatta Kutsal Kitap’ta bir defasında İsa’nın göğsüne yaslandığı geçer (Yuhanna 13:23). Ama yine de kendisini İhtiyar olarak çağırırdı çünkü Yüce Rab’bin bir kuluydu. İsa’nın gerçek bir elçisiydi, ama bugün ‘elçi’ unvanına göz diken birçok kişi olmasına rağmen Yuhanna bunu pek kullanmıyordu. Buradan öğrendiğimiz ders yetkimizi başkalarına dayatmamız gerekmediğidir; Rab bu konuyla kendisi ilgilenir.

Peki bu sevgili Gayus kimdi? O Mesih’te bir kardeşti. Yuhanna İsa’dan göksel sevginin kişisel olduğunu öğrenmişti. Mesih’in bedeninde bizim gibi milyonlarca üye olsa da Babamız bizimle kişisel bir ilişki kurar ve bize bir birey olarak yaklaşır. Çağrımız bireysel bir çağrıdır, hizmetimiz bize özeldir ve Yüce Rab’den gördüğümüz ilgi kişisel bazdadır. Yüce Rab’bin gözünde hepimiz son derece önemliyiz; o asla bize kişisel olarak cevap veremeyecek kadar meşgul değildir. 

Yuhanna İsa’nın öğretilerine kendi gözleriyle tanıklık etmişti. Efendimiz şu buyruğu verirken de oradaydı: birbirinizi sevin (Yuhanna 13:34). Ama bu sevginin günahlı ya da yapay değil, tam tersine, Rab’be duyduğumuz sevgi gibi gerçek olması gerekir. Eğer şeytanın kardeşlerine olan sevgisine zarar vermesine engel olmasa, kim bilir kaç tane kardeş Rab ile olan paydaşlığını yitirirdi?

Kendi çıkarımızı düşünmeden birini gerçekten sevdiğimizde Rab’be kulluk etmiş oluruz. Bu yüzden kardeşler, Mesih’in bedeninin diğer üyelerine sevginizi gösterin. Yüce Rab’bin diğer kullarına saygılı olun ve asla kimsenin başına kötü bir şey gelmesini istemeyin.

Yargı Günü’nde Rab’bin Kilisesinin üyelerine gösterdiğimiz ya da göstermeyi ihmal ettiğimiz sevgiden sorumlu tutulacağımızı hatırlamalıyız. Eğer kardeşinizi sevdiğinizi söylerken bunu inanarak söylemiyorsanız, ikiyüzlülük yapmamalısınız. Kardeşinizden bir şey elde etmek için sevgi göstermeyin. Onları gerçekten seviyor musunuz yoksa bir eğlenceye ya da onun evinde yemeğe davet edilmek için seviyormuş gibi mi yapıyorsunuz kontrol edin. Birisini gerçekten sevenler sahtekarlık yapmazlar.

Rab’bin buyruklarına uygun yaşadığımızda Mesih’teki kardeşlerimiz için her zaman en iyisini dileriz ve kayıp insanlar da tavırlarımızın verdiği sessiz mesajlardan etkilenirler. Bunun tersi de doğrudur: İsa’yı henüz kabul etmemiş olanlar eğer sevgi gösterdiğimizi düşündüğümüz tavırlarımızda sahtekarlık sezerlerse İsa’dan uzak dururlar. Burada büyük bir tehlike vardır; çünkü bu kayıp ruhlardan sorumlu tutulacağızdır!

Kardeşler, Rab için olan sevginiz de, komşunuz için olan sevginizde her zaman gerçek olsun. 

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

DUYMAZLIKTAN GELMEYİN!

 DUYMAZLIKTAN GELMEYİN!

“Kendisine dönmeleri için aralarına peygamberler gönderdi. Bu peygamberler halkı uyardılarsa da, onlara kulak asmadılar.” (2. Tarihler 24. 19)

Yoaş’ın son günleri korkunçtu. Kahin Yehoyada’nın ölümünden sonra yedi yaşında tahta geçmişti ve kötü yolları seçmişti. Rab ona peygamberler gönderdi ama hiçbiri onu kötü yollarından döndüremedi. Yahuda’nın prensleri ona kötü akıllar verdiler ve kral Rab’bin yolundan uzaklaştı. Yaşlı kahin hayattayken kral Rab’bin sofrasından besleniyordu, ama bu Rab adamı öldükten sonra Yoaş aldatıcı ruhlara kulak verdi ve bu onu yıkıma götürdü. Dikkatli olun! Tarih kendini tekrar eder.

Günahlı olmasına rağmen Yaratıcımızın sevgisi krala devamlı kötü yollarını terk etmesi için ısrar etti. Ama aptallığı Rab’bi dinlemesine engel oldu. Bugün kutsal yolda kalmaktansa kötü ruhları dinleyen birçok insan var ve onlar lanetlenecekler. Şeytani zevkler, servet biriktirme yarışı, siyasi felsefeler ve başka kötü yollar Rab’bin birçok kulunu günahın tutsağı haline getirmiştir.

Rab’bin seçtiği insanlardan bazıları inatçılıkları nedeniyle günahlı yollarda kalır ve bu tür durumlar genelde birinin onlara bir kötülük etmesiyle başlar. Aldıkları önemsiz bir saldırı sonrası bu insanlar o kadar yanlış davranmaya başlarlar ki sonunda ölümün egemenliğine giderler. Bu sizin başınıza geldi mi? Neden sizi tamamen mutlu edebilecek olan, yaşamın kendisi olan Rab’bi aramayı bırakıyorsunuz? Rab’bin isteğini mi yapıyorsunuz yoksa her gün umutsuz vaka olduğunuzu düşünerek günaha daha çok mu batıyorsunuz? Dikkatli olun! Eğer umutsuz bir vaka olsaydınız şimdi bu mesajı okuyor olmazdınız!

Göksel yetki ile konuşuyorum ve Rab’bin size gönderdiği peygamberlerden biri olarak şunu söylüyorum: Şimdi günaha son verin ve aklınızı başınıza toplayın! Dostum, sonsuz yaşamını düşmanın seni tutsak etmek için kullandığı yalanlarına değişmene değmez. Rab’bin eli şimdi sana uzanıyor ve seni günahından kurtarmak istiyor. Kutsal Ruh seni hiç terk etmedi. Tam tersine, Babamızdan uzaklaştığını sana hissettiren bu ruhtur. Rab seni kucaklamak istiyor. Gözyaşlarını silmek ve sana saygınlığını tekrar kazandırmak istiyor. Bu anı değerlendir ve Rab’be geri döndüğünü söyle! 

Yoaş’ın akrabaları yalanda ve putperestlikte usta oldukları için onun yüreğini kirlettiler. Sizi Rab’bin yolundan kim çıkardı? İş yerinizden birisi mi? Ailenizden biri mi? Ya da gizli bir ilişkide olduğunuz kişi mi? Mesih’e iman etmediğinizde yaşayacağınız sonsuz acıya değer mi? Neden iyi ve doğru olan sonsuz zevki geçici, önemsiz bir şey için takas edesiniz? İsa size bol yaşam teklif ediyor (Yuhanna 10:10). Düşmanın yüreğinizde bir dakika bile daha fazla durmasına izin vermeyin! Kötülükten kurtulmak ve iyiliğe tutunmak sizin elinizdedir!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

DÜŞMANDAN KORKMAYIN

DÜŞMANDAN KORKMAYIN

“Ninova ile ilgili bildiri, Elkoşlu Nahum’un görümünü anlatan kitaptır.” (Nahum 1:1)

Yahuda halkı on oymağı tutsak alan Asurlular hakkında endişe etmeye başlamıştı. Hizkiya Yahuda’nın kralıydı ve halkını düşmanın tehditlerinden korkmaya yönlendirerek büyük bir hata yaptı. Ama rab Nahum’u Asurluların baş kenti Ninova’nın düşeceğiyle ilgili peygamberlikte bulunması için seçti.

Kutsal Kitap’ta bahsi geçen hiçbir görüm rasgele orada bulunmaz. Kutsal Yazıların mesajı tutarlıdır ve Rab’bin isteği doğrultusunda kayıt edilmiştir. Eski Antlaşma’da Yahudilere söylenen sözler kuşaklar boyunca herkes için anlamlı olmuştur. O örnekler, uyarılar ve kayıt edilmiş ilkeler bizi düşmanlarımızdan kurtaran çok değerli dersler niteliğindedirler. Düşmanın stratejisi aynı kalmaktadır ve onun esas amacı bizi Rab’bin ellerinden almaktır. Ama Rab’bin Sözünde kalanlar düşman tarafından kandırılmazlar.

Yahuda halkı her gün savaşlarını kazanan ve güçleri devamlı artan Asur imparatorluğundan çok korkuyordu. O sırada Kuzey krallığı düşmüş, halk esir alınmış, Kral Sanherib Yahuda’yı da almaya karar vermişti (2. Krallar 18:13). Aslında Rab’bin halkının ülkesine girmişti de, yani Yeruşalim’e gelmesi an meselesiydi. Rab’bin kulu olan Hizkiya o zaman Yahuda kralıydı. Kardeşler, Rab’bin kulları bile büyük hatalar yapabiliyor; Hizkiya da buna istisna olmadı.

Asurlu tehdidinin gerçek olduğunu anladığında Yahuda kralı akılsızca bir karar verdi. Eğer Rab’be danışsaydı bu yanlışa düşmezdi. Asur kralı gelip Yahuda’nın surlarla çevrili şehirlerini kuşattı. Hizkiya en kötüsünün olmasından korkup bazı ulaklarını bu acımasız kraldan barış istemeye yolladı (2. Krallar 18:14-15). Yahuda kralı Rab’bin tapınağın kapılarındaki altınları söküp Asur kralına gönderdi (2. Krallar 18:16). Ama bunu yaparak çok yanıldı çünkü düşmanın tutumu değişmedi (2. Krallar 18:17).

Yahuda halkı Asurlu tehdidi karşısında çaresizlik duydu. Ama kral Yahuda yanlış kararını vermeden önce Rab Nahum’u bu korkunç düşmanın düşeceğini bildirmesi için seçti. Peygamber Babillilerin Ninova’yı nasıl işgal edeceğini bile tarif etti. Bu peygamberlikte Nahum bugün yaygın olarak kullandığımız otomobilleri de önceden bildirdi (Nahum 2:4). Bugünkü yoğun trafikli, içinde kazaların yaşandığı otobanların bir gece görüşünü almış olmalıydı. Otomobillerin saatte 100 km hızla gittiklerini görmek, sadece atların hızını görmüş olan biri için şaşırtıcı olmalıydı. 

Nahum Hizkiya’nın hüküm sürdüğü Yeşaya’nın günlerini de önceden bildirdi. İnsanların Rab’bin dürüst kullarına güvenebildiği günler ne güzel günlerdi. İnsanlar tehdit ve tehlike anlarında onlara yönelebilirdi! Bu kuşak da Yüce Rab’bin kutsal isteğini yerine getirerek ona sadık kaldığında ne kadar harika günler yaşayacağız! Rab’bin planını yerine getirmek için iki kez düşünmeden size ait şeyleri geride bırakabilmelisiniz. Rab bizi son günde ödüllendirecektir. 

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

EN BÜYÜK PLANIN GERÇEKLEŞMESİ

EN BÜYÜK PLANIN GERÇEKLEŞMESİ

“Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.” (Yaratılış 1:1)


Başlangıçta hiçbir şey yoktu, ama sonra Rab’bin Kutsal Ruhu dünyanın üzerinde hareket ediyordu ve Rab yetkin sesiyle konuşmaya başladı. Bu muhteşem yaratma projesinin yanı sıra Yüce Rab ikinci büyük planını da uygulamaya koymuştu. Üçüncüsünü ise dünyaya tekrar geldiğinde başaracak.

Gökyüzünün yanı sıra başlangıçta Rab yeryüzünü de yaratmıştı. Yeryüzü o zaman şekilsiz ve boştu; ama Yüce Rab’bin ruhu onun üzerindeydi (Yaratılış 1:2). Bu İsa’yı kabul etmiş ve Tanrısal güce erişimi olmasına rağmen bir insanın hala bilgisiz kalması gibidir. Zaman geçer, bu kişi vaazlar dinler, Yüce Rab’bin eylemlerini görür, Rab’bin sözünü öğrenir ve bunlar onu şekillendirerek zamanla Yüce Rab’bin benzeyişine yaklaştırır. 

Rab’bin ruhunun gelmesi ve hareket etmesi yaratılış anında çok merkezi bir öneme sahiptir. İbranice metindeki Rab’bin ruhunun suyun üzerinde hareket etmesine dair ifade, tavuğun yumurtalarının üzerinde kuluçkaya yatmasına benzetilebilir. Ruh suyun üzerinde hareket ederken yeryüzü henüz şekilsiz ve boştu. Ama Rab’bin ağzından çıkan sözlerle güçlendirildi. Rab’bin yetkin sesiyle ışık ve diğer her şey var oldu.

Rab’bin Kutsal Ruhunun suların üzerinde ne kadar hareket ettiğini bilmiyoruz ama yaratılışın başlangıcı böyleydi. Rabbimiz bundan sonra her şeyi yaratmaya başladı. İyi haber şu ki ne Rab’bin sesi ne de kendisi bugün de değişmemiştir; hala aynı güce sahiptir. Bir insan her türlü sorunla karşılaşabilir, görünüşe göre çözümsüz problemlerle etrafı sarılabilir, ama Yüce Rab’bin sözü aracılığıyla ya da Kutsal Kitap’ı okurken duyduklarına kulak verip inanırsa, ihtiyaç duyduğu Tanrısal işleri görecektir. Bunun mümkün olmasının nedeni Rab’bin ağzından çıkan sözün içinde Babamızın buyruğunu yerine getirecek gücün de bulunuyor olmasıdır. Bu yüzden kardeşler, her zaman Rab’bin söylediklerine kulak verin. Rab her zaman söylediklerini yapar. Babamızın yarattığı her şeyin mükemmel olduğunu hep hatırlayın.

Adem günah işlediğinde insan Yaratıcısı ile olan paydaşlığını kaybetti ve bu yüzden düşmanın saldırılarına açık hale geldi. Ama Rabbimiz bu duruma müdahale etti ve ikinci planını devreye soktu: kurtuluşumuzun planı. Artık herkes Babamız ile olan paydaşlığını tekrar kurabilir. Kutsal Ruh’un meshedişi altında olduğumuzda Rab’bin sözünü duyarız ve o zaman tüm kötülüklerden kurtulmak için yetkilendiriliriz.

Yüce Rab şimdi üçüncü büyük planına hazırlanıyor: İsa’nın ikinci gelişi ve onu izleyen sonsuz Yargı. Bu yüzden kardeşler, günahlı ve şeytani stratejiler bugüne kadar sizi etkisi altında tuttuysa, bu yüzden sıkıntılara düştüyseniz, şimdi Rab’bin sizi özgür bırakmaya yetkin sesine kulak verin!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

ARMAĞANLARINIZI KULLANIN

ARMAĞANLARINIZI KULLANIN

“İçinizden birinin bilgelikte eksiği varsa, herkese cömertçe, azarlamadan veren Tanrı’dan istesin; kendisine verilecektir.” (Yakup 1:5)

Hiçbir konuda eksiğimiz olmamalı; ama eğer olursa tek yapmamız gereken Rab’den istemektir çünkü onun elleri bizi bereketlemek için hep açıktır. Rab eski günahlarımızı hatırlayıp bizi utandırmaz. Ondan her istediğimizde bize vereceği bir bereket vardır.

Yüce Rab’den korkanların asla bilgelikten yana eksiklikleri olmaz çünkü bir Hristiyanın yaşamındaki en temel bilgelik ilkesi Rab’be saygılı olmaktır (Mezmurlar 111:10; Süleyman’ın Özdeyişleri 1:7). Eğer insan Rab’bin isteğine saygılı olmazsa hayatında kutsal nitelikleri temel olarak almaz. Rab’bin buyruklarını bilip onları yerine getirerek hayatımızı bilgece yaşamış oluruz. Onlarla Rab’bin yaratılış projesinin resmini detaylarıyla görebiliriz. Ancak diğer yandan bilgece yaşamayanlar sanki Rab içlerinde yaşamıyormuş gibi hareket ederler ve her ayartıldıklarında düşerler. 

Düşman Rab’bin birçok hizmetkarını sanki onlara hiç bilgelik verilmemiş gibi yaşamaları için ayartmıştır. Yakup’a göre herkes bu değerli armağanı alır; ama eksiği olanların tek yapması gereken Yüce Rab’den bunu istemektir. Kendimizi Rab’bin önünde yoklayarak Rab’bin buyruklarını yerine getirip getirmediğimize dikkat etmeliyiz. Rab’bin isteğine göre mi yoksa kendi isteğimize göre mi yaşıyoruz kontrol etmeliyiz. Sözde yazılı olan ilkelere göre yaşadığımızdan emin olduktan sonra her zaman Rab’den bereket isteyebilir ve alacağımıza inanabiliriz.

Yakup Yüce Rab’bin ondan bir şey isteyenlere cömertçe verdiğini söylemiştir; yani Rab’bin kolları bize karşı her zaman açıktır. Yani iyi insan taklidi yapmanın ya da bize bir armağanı versin diye Rab’be yalakalık yapmanın gereği yoktur. Kardeşim, Kutsal Kitap’taki bir vaadi almak için sadece doğru tavra bürünmen gerekiyor; bunu imanla yap ve istediğini alacaksın. Eğer alacağına inanmıyorsan zaten onu istemenin de anlamı yoktur.

Babamızın bize azarlamadan verdiğini hatırlamak da önemlidir. Rab geçmişteki yanlışlarımızı hatırlamaz. Eğer dua ederken aklınıza geçmişteki yanlışlarınız geliyorsa günahınızı itiraf edin ve Rab’den bağışlanma dileyin. Ondan sonra ise o yanlışınızı sonsuza dek unutmanız gerekiyor. Bağışlanmış bir günah Rab’bin gözünde yok hükmündedir. O geçmiş hatalarımızı hatırlamaz (İbraniler 8:12). Yüce Rab sizi asla geçmişteki yanlışlarınızdan dolayı utandırmaz ve verdiği sözü mutlaka yerine getirir.

Yakup eğer isterseniz istediğinizi alacağınızı açıkça belirtmiştir. Bu yüzden bilgelik isteyen kesinlikle bilgelik alır. Babamız asla böyle muhteşem bir armağanı vermeyi reddetmez. Bu çok güzel değil mi kardeşim? Bilgelikte eksiğin mi var? O zaman dua et ve Babamızın sana o armağanı vereceğinden emin ol. Dahası da var: Rab diğer ihtiyaçlarını da karşılayacak. Eğer şifaya ya da bir tür maddi sorununun çözülmesine ihtiyacın varsa, ruhsal olarak sana sıkıntı verene her şeyle savaş ve bereketini istemeye başla. Ararsan onu bulacağından emin olabilirsin. Bu tutumla hareket ederseniz göreceksiniz ki Rab çocuklarının hiçbir eksiği olmasını istemez.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

DOĞRU YERDE OLUN!

DOĞRU YERDE OLUN!

“İsa, eli sakat adama, “Kalk, öne çık!” dedi.” (Markos 3:3)

Rab’bi hoşnut etmeyi isteyenler yüreklerinin derininde Rab’bin işinin yer alması gerektiğini bilirler. Rab çocuklarına inanmaları gerekenler ve atmaları gereken adımlarla ilgili her şeyi öğretir. Rab’be aklınızdan geçen herhangi bir şeyi söyleyip duyulmayı beklemeyin. Rab’bin gerçekten yardımını almak isteyenler onun söylediklerine kulak vermeli ve sözüne bağlı kalmalıdır.

Kutsal Ruh’un dokunuşunu hissetmek için hazır olmak iyidir. Vaaz dinlerken ya da Kutsal Kitap okurken dikkatinizi çeken şeylere karşı duyarlı olun. Rab bu şekilde sizinle konuşur ve size öğüt verir. Rab’bin ipuçları onu Babamıza dua ederken kullanmanız içindir. Ama eğer bunu gelişigüzel bir şekilde yaparsanız ya da sadece ihtiyacınızı karşılamaya çalışırsanız cevap alamazsınız.

İnsan doğduğunda ‘yenilgi ve başarısızlık’ zincirine bağlı olarak doğar. Dünyanın hiçbir yerindeki hiçbir kilisenin vaizi insanı oradan kurtaramaz. Tek yapabilecekleri şey onlara göksel mesajı duyurmaktır. Çünkü bir insanı kurtarma ve armağanlarını ona verme gücüne tek sahip olan Rab’dir. Ama Rab’bin sözünü duyduktan sonra insanın Yüce Rab’bin önüne gelip Rab’bin planındaki yerini alması gerekir. Kardeşlerim, işlerini yapmayanlar sonunda vaat edilen bereketleri alamazlar.

Kim vaaz veriyor olursa olsun Rab’bin olmamızı istediği yerde olmalıyız. Rab’bin söylediklerini duymalıyız. Rab’den gelen sözlere kulak vermeliyiz ki Rab hayatlarımızda etkin olabilsin. Rab’bin halkından uzak duranlar ve dışarıda bekleyenlere Rab’bin lütfu ulaşmaz. Kendilerini özel ya da Rab’bin ailesinde bulunmak için fazla iyi görenler gerçeği öğrenmiş olsalar bile imanda pek başarıya ulaşamazlar.

Birçok insanın bereketlerini kaçırıyor olması çok üzücüdür. Eğitimlerinden, doğdukları ailelerden, toplumdaki statülerinden ya da başka nedenlerden dolayı duydukları kibir şüphe yok ki şeytanın hayatlarında başarılı olmasını sağlayacaktır ve bu şekilde bereketlerini kaybedeceklerdir. Müjdenin güçlü mesajını duymuş olsalar da onlar zaferlilerden olamazlar. Çünkü sadece kendini alçaltanlar yükseltilirler.

Rab’bin sözünü kabul ettiğimizde ve ona teslim olduğumuzda Rab ile aramızdaki uyumu tekrar sağlıyoruz. İnsan Adem’in günahıyla ilk kez Rab’bin varlığından uzaklaştırılmıştı ve o zamandan beri Yüce Rab’bin amacından uzakta yaşıyordu. Ama Rab’bin planına geri dönenler için bu ilişki tamamen eski haline döndürülür (Matta 12:13).

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

14 Mayıs 2021 Cuma

PEYGAMBERLİK SÖZÜ GERÇEKLEŞTİ

PEYGAMBERLİK SÖZÜ GERÇEKLEŞTİ

“Yahuda Kralı Yehoyakim’in krallığının üçüncü yılında Babil Kralı Nebukadnessar Yeruşalim’in üzerine yürüyüp kenti kuşattı.” (Daniel 1:1)


Büyük peygamberlerden sonuncusu olarak görülen Daniel’in hayatıyla ilgili konuşurken yanlış bir şey söylememek için zaman ve mekan bilgisine başvurmalıyız. Onun yazdığı kitap Yeremya’nın Rab’bin halkının Babil’de 70 yıl tutsak kalacağıyla ilgili peygamberliğinin gerçekleşmesiyle başlıyor. Bu yıllar çok zor geçti ama bu olanlar günah işleyenler ve Kutsal Yazıların buyruklarına uymayanlar için etkili bir uyarıdır.

Kraliyet soyundan gelen ve Rab’bin Sözünde bilgili olan Daniel, esaret ülkesinde Yüce Rab’bin gerçek bir kulu gibi davrandı. Bugün tüm Hristiyanlar bizi diğer insanlardan farklı yapması için bize verilmiş bu muhteşem ismi anlasalar ne iyi olur! Bunu hep aklımızda tutmalıyız, böylece ayartılara ‘hayır’ diyebiliriz. Karşımıza yasak şeylerle ilgili teklifler kolaylıkla çıkabilir ama onları reddederek Babamızı hoşnut ederiz.

Babil imparatorluğu en parlak çağındaydı. Hiçbir eksikleri yoktu, sadece Rab’be saygıları da yoktu. Etraflarında bolca fırsat olmasına rağmen Daniel ve arkadaşları Nebukadnessar’ın ülkesindeki yanlışlarla kirlenmemeyi seçtiler. Bu ne büyük bir ders! Dünyasal ziyafetler her yerdedir ama onlara katılanlar kayıp insanlardan olacaklardır. Biz de kraliyet ailesinden geliyoruz, çünkü Kralımız İsa’nın kanı ile satın alındık. Bu yüzden Rab’bin yasakladığı her şeye ‘hayır’ demeliyiz!

Genç Daniel imanda güçlüydü. Rab’bin sözüne saygılı olmak onun için Persli yasa koyucuların kararlarına uymaktan daha önemliydi. Ne tür bir yasa konulursa konulsun hiçbir şey onu Yüce Rab’be dua etmekten alıkoymadı. Daniel aslanlara atılmakla tehdit edildi ama imanını kullanarak kurtuldu. Bu da Rab’bin tüm denenmelerin üzerinde egemen olduğunu gösterir. Tam da bu nedenle peygamber aç hayvanlar tarafından yenilmekten kurtarıldı.

Daniel’in Yüce Rab’be olan sadakati tutsaklıkta neler olduğunu gören bu adamı imparatorluklar arasındaki en bilge adam yaptı. Krallardan her biri Yüce Rab’bin bu kulunun içindeki Tanrısal varlığı görebiliyordu. Rüyaları, görümleri ve sarayın duvarındaki yazıları yorumlamak için çağırılmıştı (Daniel 5:17-31). Yorumlarından hiçbiri hatalı değildi çünkü bunları ona Rab açıklıyordu.

Ama en kötü denenmesiyle otuz gün boyunca diğer ilahlara tapınılmasının yasaklandığı zaman karşılaştı. Bu yasa koyucular Daniel’in herhangi bir ilaha değil, yeryüzünün ve göklerin tek gerçek Rabbine taptığını anlamamışlardı. Bu yüzden aslanların ağızları onlar için kapandı ama yasayı koyanlar ve aileleri için açıktı.

Hepimiz Rab’bi hayatlarımızın tek Rabbi olarak görelim. Daniel böyle yapmıştı. Biz de bu şekilde zaferli oluruz!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

NE BÜYÜK AYRICALIK!

NE BÜYÜK AYRICALIK!

O gün Her Şeye Egemen RAB, halkından sağ kalanlar için yücelik tacı, güzellik çelengi olacak.

Yeşaya 28.5


Rab’bin halkı mahkumiyete karşı koymak için uyanmalıdır. Bu şekilde Rab onları onurlandırabilir. Etrafımızdaki insanlar bizim farklı olduğumuzu ve başımızın dik olduğunu görmelidir. Bu durum kulaklarda yayılmalıdır çünkü Kutsal Babamız bizi bizzat kendisi donatmıştır. Onun görkemli tacı olmamızı dört gözle beklemektedir. Bununla birlikte, eminim ki En Yüce Olan’ın gerçek hizmetkarları durum ne olursa olsun artık utanmaları için bir sebep bulmayacaklardır çünkü gittikleri her yerde onları Rab bizzat kendisi yüceltir.

Tekrar söylemek gerekirse, en Yüce Olan yanımızdadır ve O da bizim görkemli tacımızdır. Onun için krallar ve kahinler olarak seçildik. Egemenliğimiz her şeyin üzerindedir (Vahiy 5.10) ve şimdi her durumda egemenliğimizi sürdürmemiz gerekiyor. Bu yüzden şeytanın bizi küçümsemesine ya da onun isteklerine kapılmamıza izin vermemeliyiz. Hayatımızın iplerini onun tutmasına izin veremeyiz. Tam tersine Mesih’teki konumumuzu belirten basit bir tavır düşmanımızı tamamen çıldırtır. Şeytana karşı koyun ve o sizden kaçacaktır (Yakup 4.7).

Rab’bin Sözü bizim üzerimizde artık mahkumiyetin olmadığını söyler (Romalılar 8.1). Çünkü günahlarımızdan dolayı sahip olduğumuz borç ödenmiştir. Artık lütfun tahtına serbest erişimimiz var. İsa’nın bizim için yaptığı kurtarma işi boş bir iş değildi. İsa bunu özensiz bir şekilde yapmadı. Bu eksiksiz ve görkemli bir işti.

Rab’bin çocukları olduk ve bu yüzden ruhsal konumumuz çok önemlidir. Son derece ayrıcalıklıyız. Eksiğimiz olmayacaktır. En Yüce Olan tarafından onurlandırıldık. Bunu savurgan oğul hikayesinde görebiliriz. Orada babası oğlunun uzak yollardan gelip eve döndüğünü gördüğünde heyecanlanıp sevinmişti. O kadar mutlu oldu ki uşaklarından birini gönderip oğlunun parmağına bir yüzük takmasını istedi. Yüzük bu özel olayın kutlamasıydı (Luka 15:11-32). Rabbimizin bizi donatan olduğu gerçeğini kabul ettiğimizde, güzelliğimiz her yerde bilinecektir.

Cennet tanıklığımızın böyle olmasını istedi. Bu yüzden kutsallığımız, saflığımız ve yetkimizi tamamen yaşamalıyız. Mesih’teki haklarımızı sahiplenmeliyiz çünkü kayıp olanlar bize baktıklarında Rab’bin gerçek çocukları olduğumuzu ve Rab’bin düşüncesiyle uyum içerisinde olduğumuzu görmelidirler; tıpkı sahip olduğu mal varlığının farkında olan insanlar gibi. Bu onların alacakları en iyi mesaj olacaktır. Birçokları bu kıymetli Lütfu kendileri de tadacaktır; bu lütuf herkesin hizmetindedir. Onurumuzu bu şekilde yeniden kazandığımızda, tüm savaşlarımızı kazanacağız.

Artık dışlanmış kişiler değiliz; dünya tarafından imrenileceğiz. ‘’Bizi sevenin aracılığıyla bu durumların hepsinde galiplerden üstünüz’’ (Romalılar 8.37). Düşmanımızın tüm kötü saldırıları karşısında böylece sağlam bir duruş alabiliriz. Bu yüzden seslerimiz zaferli olduklarını bilenler gibi çıkmalıdır.

Rabbimiz bizi zirveye ulaşmak için yönlendirendir. O bizi Mesih’te zafere yönlendirir (2. Korintliler 2.14).

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

12 Mayıs 2021 Çarşamba

GÖKSEL KAPILAR HALA AÇIK

GÖKSEL KAPILAR HALA AÇIK

“Otuzuncu yılda, dördüncü ayın beşinci günü Kevar Irmağı kıyısında sürgünde yaşayanlar arasındayken gökler açıldı, Tanrı’dan gelen görümler gördüm.” (Hezekiel 1:1)

Hezekiel bir kahin ve peygamberdi. Esir düşen halkın arasında olmasına rağmen göklerin açıldığını görmüştü. Daniel’in çağdaşıydı ve muhtemelen Yeremya’nın öğrencilerinden biriydi. Tüm hizmeti Babil’deki tutsaklık sırasında gerçekleşti ve beşinci yılda İsrailli esirler arasındayken peygamberlik yapmaya başladı. Görümleri karmaşıktı ama içindeki mesaj oldukça anlaşılırdı. Rab’bin İsrail soyuna gönderilen bu kulu uzak bir diyara götürülmüştü halkın yanlışları yüzünden kendisi de tutsaktı. Ama kendini karanlıkta bulanların arasında olmasına rağmen gökler ona açıldı ve Tanrısal görümler görmeye başladı.

Kardeşlerim, Rab’bin sözüne göre gördüğümüz görümler Rab’bin ellerinde bizi kullanışlı yapar. Dünyasal şeyleri öğrenmek önemlidir, ama Kutsal Yazılardan öğrendiklerimizle Rab’bin isteğini yerine getiririz. Rab’den bir şey öğrenen kalkıp onu diğerleriyle paylaşmalıdır. İnsanlar Baba’ya yaklaşsın diye kendimiz bir şeyler uyduramayız. Ayaklarımızın üzerinde durabilmemiz bile Rab’bin desteğiyledir. Yüce Rab bu görümleri Hezekiel’e açmaya başladığında ona kalkmasını buyurdu çünkü onunla konuşmak istedi. Bu ancak Rab’bin ruhunun onda etkin olmasıyla mümkündü.

Kardeşlerim, bir insanın gördüğü bir görüm onu yapması gereken işte yetkin kılmaz. Rab’bin sesini dinlemeli, ondan daha çok öğrenmeli ve böylece onun adında konuşabilmelidirler. Yeni olanlara görev verilmemeli, tamamen hazır olana kadar onlara eğitim verilmelidir.

Rab’bin İsrail halkının tutsaklığıyla ilgili bir amacı vardı. Halk birçok utanç verici şey yaşıyordu. Söz her zaman Rab’bin kendini göstermek istediği yerde açıklanır. Zorbalar Yüce Rab’bin çocuklarını sonsuza dek ellerinde tutamayacaklardı.

Her şeyden önce İsrailliler aralarında bir peygamber olduğunu bilmeliydiler; onun tanıklığı ilgilenseler de ilgilenmeseler de önemliydi. Dünyada neler olduğunu yargılayamayız ama imanla Rab’bin elinin tüm dünyada etkin olduğunu söyleyebiliriz. Rab halkını tutsaklıktan kurtaracaktı. Biz de bunun rüya gibi geldiği insanlar gibi olacağız (Mezmurlar 126:1).

Hezekiel Daniel ile muhtemel aynı yaştaydı. Rab ona halkın türlü günahlar işlediğini gizlice gösterdi. “Duvardaki delik” onların gizlice yaptıklarını anlaması için yeterliydi. Bu bugün de böyledir. Rab bazen bize küçük bir şey açıklar ama tek yapmamız gereken Rab’bin birçok kulunu onun yüce varlığından ayıran günahların neler olduğunu anlamak için bu küçük anlayışı kazmaktır. Günahın tutsaklığından kaçın ve doğruluk yolunda yürüyün. Hezekiel’in Rab’binin bugün de sizin için göklerin kapılarını açacağına inanın. Rab’bin sözüne inanın ve kararlı durun!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

10 Mayıs 2021 Pazartesi

“Ahaşveroş Hoddu’dan Kûş’a uzanan bölgedeki yüz yirmi yedi ilin kralıydı. (Esther 1:1)

 “Ahaşveroş Hoddu’dan Kûş’a uzanan bölgedeki yüz yirmi yedi ilin kralıydı. (Esther 1:1)

Pers kralı Ahaşveroş’un günler çok görkemliydi. İmparatorluğu zamanının en büyüğüydü. Bu zaman Rab’bin sözünün gerçekleşmesi için Babillilerin İsrail soyunu tutsak almasından sonra gelir. Bugün de modern dünyada olup biten her şey tek bir amaçla oluyor: Rab’bin sözünün gerçekleşmesi. Hiçbir şey Babamızın gözetimi dışında gerçekleşmez. Bu yüzden her zaman Rab’bin bize söylediklerine kulak vermeli ve hiçbir şeyi kaçırmamalıyız. Etkili ve içten duamız çok şeyi değiştirir (Yakup 5:16). Düşmanın tehditlerine gelince, onlar Rab’be inandığımız sürece asla ilerleyemez (Yeşaya 54:17).

Yüce Rab’bin birçok peygamberi Yahuda ve Kuzey krallığının düşüşü ya da İsrail soyunun Babil’de tutsak edilmesi ile ilgili doğru peygamberliklerde bulundular. Tutsaklığın ne kadar süreceğini bile önceden görmüşlerdi. Yani eğer tüm insanlık eğer Sözü okur ve Rab’be inanırsa Rab’bin asla tesadüfen hamleler yapmadığını ve gücünün tüm krallıkların üzerinde olduğunu anlarlar. Kendilerini güçlü görenler zaferlerinin güçlü ordular ya da yetkilerinden ötürü olduğunu düşünerek akılsızlık ederler. Eğer Rab’den gelmemişse kimse güç kazanamaz. Kraliçe Vaşti’nin düşüşü ve Ester’in yükselişi de bu gerçeğe tanıklık eder (Ester 1:19; 2:17).

Dünyada gerçekleşmekte olan hiçbir şey önemsiz değil. Hatta bazı ‘Haman’ların ortaya çıkması (Ester 9:24) Rab’bi sevenlerin, yani onun buyruğunu bilip yerine getirenlerin (Yuhanna 14:21). Bugünün ‘Mordekay’ları da şüphe yok ki ayrıcalıklı olanlardır (Ester 10:3). Mesih’in bedenine katılma çağrısı, Rab’bin dünyada yaptığı işler ve yetki bize bağlıdır. Tek yapmamız gereken güçlü ve cesur olmaktır.

Gurur ve kibirlerinden dolayı kötü insanlar Rab’bin gücü her şeye yettiği için onu keyfine göre, sorumsuzca istediğini yapan biri olarak görürler. Ama doğru kişilerin güç ile ilgili başka türlü bir anlayışı vardır: Onlar kendilerine verilen zenginliğin ve yetkinin başka insanlara yardımcı olmak, belki onlara iş imkanı sunmak belki de ihtiyacı olanlara el uzatmak için olduğunu bilir ve buna göre doğru davranırlar.

Rab’bin halkına ait olanların sevinçle ve korkusuzca yaşamak için tonlarca sebebi vardır. Bu yüzden baskı altında olduğumuzda bile mutluyuzdur. Bu yüzden mutluluğumuz ne kadar paramızın ya da servetimizin olduğuna, başka insanların hakkımızda neler söylediğine bağlı olarak değişmez. Biz her zaman zafer kazanma gücüne sahip insanlarız. Egemenliğimiz başlamıştır ve bu sonsuzluk boyunca sürecektir.

Rab’bin sözünün öğrettiği dersler asla unutulmamalıdır. Kral Ahaşveroş’un zamanında olanlar Rab’bin çocuklarının her zaman yardım göreceğini gösteriyor. Bu yüzden başınızı dik tutun çünkü Babamız eğer onun kutsal ve mükemmel isteğinin gereği değilse saçınızın tek bir teline bile bir şey olmasına izin vermez (Luka 12:7).

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

9 Mayıs 2021 Pazar

RAB’BİN İSTEĞİNİ YAPMANIN ÖNEMİ

RAB’BİN İSTEĞİNİ YAPMANIN ÖNEMİ

“İsa haberi getirenlere şöyle karşılık verdi: “Annemle kardeşlerim, Tanrı’nın sözünü duyup yerine getirenlerdir.” (Luka 8:21)

Rab çocuklarına en büyük ayrıcalığı sunmuştur: onun işini yapma görevi. Rab onun çocuklarına bir bardak su getirenlerin bile ödülsüz kalmayacağını söyledi. Rab’bin hizmetinde olanlar ve Rab’bin gözünde iyi olanı yapanlar gökteki ruhsal güçler tarafından da, melekler tarafından da, kötü ruhlar tarafından da saygı görürler. Kötü ruhlar Yüce Rab’bin kullandığı insanları tanırlar ve ağızlarını açıp İsa’nın adını kullanmalarından korkarlar.

Şeytan Müjdeye döndüğümüz an bize zarar verme gücünü kaybettiğinin farkındadır. Ama yine de bizi ayartabilir. Bizi Rab’bin planından uzaklaştırmak için kendi tekliflerini kullanır ve elinden geleni yapar. Onun isteklerine kapılmamak için dikkatli olmalıyız çünkü ona kulak verenler şüphesiz Rab ile olan paydaşlıklarını yitirirler. Sadece zina gibi günahlar ile değil, aynı zamanda hukuksuz iş teklifleri, aile sorunları ya da çekici gelen kötü yollar ile de şeytan tarafından ayartılırız.

Birçok Hristiyan aynı hatayı yapıyor, sadece Rab’bin Sözünü duymakla yetiniyor. Rab’bin sesini duymaktan hoşlanıyorlar. Rab’bin hareketleri onları ağlatacak kadar etkiliyor. Ama ondan öteye gitmiyorlar. Kardeşlerim, bizim Rab’bin bize gösterdiklerini yapan kişiler olmamız gerekiyor. Rab bize amaçsız yere hiçbir şey açıklamaz. Bize söylediği her şey son derece önemlidir ve insanlık için olan büyük planının bir parçasıdır. Basit bir şifa eylemi onu duyanların imanlarını artıracağından büyük bir değerdedir. Bu yüzden onu önemsiz görmeyin. Rab’bin sesini her duyduğunuzda, Söz aracılığıyla Rab’bin hayatınız için ne istediğini anladığınızda, derhal onunla ilgili harekete geçmelisiniz. Rab’bin gücü ona inandığımızda hayatımızda etkin olur ve onun açıkladıkları böylece hayatımızda gerçekleşir. Rab’bin gücü inandığımızda ve kararlı olduğumuzda harekete geçmeye hazırdır.

Kim Rab’bin ailesinin bir üyesi olmayı istemez? Herkes iter değil mi? Bu mümkün! Tek yapmanız gereken Rab’bin sözüne kulak vermek ve Rab’bin isteğini Rab’bin size söyledikleri uyarınca hayatınızda uygulamaktır. Rab’bin söylediklerini uygulamaya karar verdiğinizde ruhsal dünyaya artık Rab’bin ailesine ait olduğunuz uyarısı gider. Rab’bin çocuklarından biri tehlikedeyken öylece bekleyeceğini mi sandınız?
Rab’bin halkının bir üyesi olmaktan daha büyük bir ödül yoktur. Bu ayrıcalık Rab’bin işini yapmak için gereken imana sahip olan herkes için erişilebilirdir. Rab kötü bir Tanrı değildir, bu yüzden dünyada gördüğünüz yönetici ya da patronlar gibi isteklerinizi göz ardı etmezler.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

7 Mayıs 2021 Cuma

O’NUN SÖZLERİ

 O’NUN SÖZLERİ

“Hakalya oğlu Nehemya’nın anlattıkları:

 Pers Kralı Artahşasta’nın krallığının yirminci yılı, Kislev ayında Sus Kalesi’ndeydim.” (Nehemya 1:1)

Rab’bin kulları dünyasal işleri çok yoğun olsa da Söze göre yaşarlar. Kral Artahşasta’nın sakisi Nehemya böyle yapardı. Yabancı bir ülkede iyi bir işi olmasına rağmen Rab’be olan sadakatini korudu. Biz de bu örneği izlemeliyiz: Her koşulda Yüce Rab ile olan paydaşlığımızı sürdürmeliyiz; o her şeyin ve herkesin üzerinde egemen olandır.

Kardeşlerim, hiçbir şey bitmedi. Rab’bin tüm sözleri yerine gelir. Bu sizin hayatınız için de böyledir. Hiç çıkış yol yokmuş gibi görünse de Yüce Rab’be inanmayı asla bırakmayın. Kimse Rab’bin etkinliğine engel olamaz.

Yukarıdaki bölümde Nehemya ile ilgili diğer ayetleri de okuduğumuzda Rab’bin Hanani ve arkadaşlarının Nehemya’ya olan ziyaretini onun büyük görevini keşfetmesi için kullandığını görebiliyoruz. Yeruşalim’in ve orada yaşayanların haliyle ilgili aldığı haberler Rab’bin ruhunun onun yüreğine dokunması için yeterli olmuştu. Kutsal toprakların ne kadar kötü bir durumda olduğunu duyduğunda ağladı ve yas tuttu. Tuhaf görünse de acı ve kaosun ortasında Rabbimiz birçok insanın ‘gidip Müjdeyi duyurma’ zamanı geldiğini anlamasını ve kendini bu işe adamasını sağlayabilir.

İnananlar bunu ifade ederler. Bu yüzden sevgili okuyucum, sizin ağzınızdan hangi sözler çıkıyor? Dualarınızda neler söylüyorsunuz? Rab’bin ruhuna hangi cevapları veriyorsunuz? Ağzınızı kapatmayın çünkü Rab sizi onun adında bir iş yapmaya çağırdı ve bunu kariyeriniz, cinsiyetiniz, yaşınız, maddi ya da kültürel koşullarınızdan bağımsız olarak yapacaksınız. Yüce Rab her zaman ne yaptığını bilir.

Çağrımızın gereğini başarıyla yapabilmek için dua etmeliyiz. Bizi çağıran Rab elbette bilgedir ve eğer onun yönlendirişini izlersek başarılı oluruz. Rab’bin isteğine bizden önce hizmet etmiş olanları taklit etmemeliyiz çünkü onlar başka bir dönemde yaşadılar ve yaptıkları şeyler o dönemdeki insanlar üzerinde etkili olacak şeylerdi. Rab’bin Musa için olan planı ona özeldi, Davut için olan planı ise yalnız ona özeldi. Pavlus da kendi yolculuğunda farklıydı. O halde benim ve sizin için olan Tanrısal planlar da farklıdır.

Nehemya dua etti ve Rab ona krallıktan izin alması için bilgelik verdi. Bu göksel yönlendirişin altında olan herkesi için böyle olur. Asla insanların söylediklerine aldırmayın, inanlı olmaları ya da olmamaları fark etmez. Önemli olan Rab’bin buyurduğudur. Eğer onun buyruğuna uyarsak asla başarısız olmayız.

Yüce Rab Nehemya’ya birçok zafer verdi. Rab’bin sözlerine kulak verenler için bu her zaman böyle olacaktır. Rab sizi şüphe yok ki başarıya götürür. Tek yapmamız gereken onun buyruklarına uymak ve çağrımızda etkin olan Tanrısal yüceliği izlemektir.

İsa’nın sevgisiyle

Doktor Soares

6 Mayıs 2021 Perşembe

RAB’Bİ DİNLEMEYENLER DÜŞECEK

RAB’Bİ DİNLEMEYENLER DÜŞECEK

“RAB bir gün Amittay oğlu Yunus’a, “Kalk, Ninova’ya, o büyük kente git ve halkı uyar” diye seslendi, “Çünkü kötülükleri önüme kadar yükseldi.” (Yunus 1:1-2)

Yunus bir insana verilebilecek en büyük ayrıcalıklardan birine sahipti: Rab’bin sözünü duymuştu. Ama Rab’bin buyruğunu duyduğunda ondan kaçmaya çalıştı ve bu yolculuk sırasında en az altı kez günah işledi. Ama sonunda tövbe etti, balığın karnından kurtulmak için yakardı ve duası cevaplandı (Yunus 2:2). Ancak ondan sonra Rab’bi dinlemeye karar verdi ve başarılı oldu.

Rab’bin bizim için olan isteğini anlamaktan daha büyük bir bereket yoktur. Ben müjdeyi ilk duyduğum akşam doğru kararı verdim çünkü Rab’bin, yani yeryüzünün ve göklerin yaratıcısı olan bu mükemmel varlığın beni halkına katılmaya çağırdığını anlamıştım. Elli yıldan fazla zaman oldu ve hala altı yaşımda yaşadığım bu akşam hissettiklerimi hatırlıyorum.

Yunus Rab’bin kendisine söylediğinden kaçarak büyük bir hata etmişti çünkü Rab’bin sözü yaşam sözüdür. Söz ona kuşağı için bir bereket olmayı buyurmuştu. Rab hala size ve başkalarına benzer şekillerde konuşur ama bazıları Yunus’un yaptığı hatanın aynısını yapar: Rab’bin planından kaçar.

Kardeşlerim, asla Rab’bin buyruklarına arkanızı dönmemelisiniz. Rab’bin size verdiği görev hayatınızda olabilecek en iyi şeylerin olmasını sağlar çünkü Rab’bin buyruğunu yerine getirenler şüphesiz ki başarılı olurlar ve bolca ödüllendirilirler. Babamız kendisini bize görevler veren bir lider olarak görmüyor. O Rab ve müjde uğruna bir şeyden vazgeçenlerin vazgeçtiklerinin yüz katını ve sonsuz yaşamı alacağını söylemiştir (Matta 19:29). Bize Rab’bin vereceği ödülle kıyaslanabilecek hiçbir insani yatırım yoktur (Koloseliler 3:24; 1. Korintliler 2:9; Yakup 1:12).

Sağduyusuz bir şekilde söz dinlemeyen Yunus en az altı kez de hata yapmıştı: Yafa’ya gittiğinde (Yunus 1:3), limana gittiğinde (Yunus 1:3), gemiye bindiğinde (Yunus 1:15; 2:6) ve kendini balığın karnında bulduğunda (Yunus 1:17). Kötü haber şu ki sonsuza dek kayıp olabilirdi. Çünkü Rab’den kaçanlar aldıkları riskin farkında değiller: Eğer kaçış yolunda ölürlerse kimse onları kurtaramaz. Yapılacak en iyi şey Rab’bin planına uymaktır. Rab’bin isteğini yaptığımız sürece asla terk edilmeyecek ya da korumasız kalmayacağız.

Gerçek şu ki Yüce Rab her zaman bizi ilerlemeye çağırır. Bizden hiçbir şey almaktan zevk duymaz, tam tersine, varlığımıza bir şeyler katmayı sever. İsa ‘ben bol yaşama sahip olasınız diye geldim’ dedi (Yuhanna 10:10). Rab’bin varlığından kaçanlar acı ve sıkıntıya doğru giderler (Mezmurlar 139:7). Rab ile her zaman harika işler başarırız (Mezmurlar 60:12). Bu yüzden Rab’bi dinlemeyi seçin.

Bu Kutsal Kitap ayetlerinden öğreneceğimiz olumlu bir ders ise Yunus’un o balığın içindeyken kurtuluş için yakardığında duyulduğudur. Karaya kusulduktan sonra Rab’bin gönderdiği şehre doğru gitmiş ve orada kendisine söylenenleri yapmıştır (Yunus 2). Şaşırtıcı bir şekilde peygamber tüm Ninova şehrinin Rab’be iman ettiğini görmüştür (Yunus 3:4-10). Sadık kullar Rab’bin kendilerini nasıl bereketlediğini görüp şaşıracaklar.

Yunus Yüce Rab’be sadık kalarak başarılı oldu ve siz de böyle başarılı olacaksınız. Size verilen görevi yerine getirin ve Rab’bin ona ait olanlara verdiği sözleri tuttuğunu göreceksiniz. Bunu başarmak için kararlı olun ve Rab’bin planındaki rolünü yerine getirirken güçlü durun. Rab mutlaka vaatlerini gerçekleştirir.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

4 Mayıs 2021 Salı

DAYANIKLILIĞIN ÖNEMİ

DAYANIKLILIĞIN ÖNEMİ

Her türlü dua ve yalvarışla, her zaman Ruh’un yönetiminde dua edin. Bu amaçla, bütün kutsallar için yalvarışta bulunarak tam bir adanmışlıkla uyanık durun.” (Efesliler 6:18)


Dua Müjdede zaferli olan kişinin hayatında kilit bir role sahiptir. Doğru şekilde dua edenler Yüce Rab’bin geçmişteki kullarıyla olduğu gibi kendileriyle de birlikte olduğunu anlarlar ve bunun sonucu olarak da kurtulmamışlar için iyi örnekler olurlar. Diğer yandan doğru dua etmeyi öğrenmeyen kişi hayatında başarı elde edemez. Bu kişi için Rab ile yürümek yük gibidir, zordur ve önemsizdir. Böyle kişilerin kayıp insanların önünde gösterdikleri örnekler de iyi olmaz çünkü kendileri Hristiyan inancından zevk almamaktadırlar.

Devamlı dua etmemiz gerekiyor, özellikle de bunu yapmaya yönlendirildiğimizde ya da ayartıldığımız zamanlarda. Başarılı olacak dua imanla edilen duadır, onun temeli Kutsal Yazılarda öğrendiklerimizdir. Rab’bin cevaplayacağı tek dua odur. Bu yüzden günde birkaç kez etmiş olsak bile böyle dua etmeliyiz. Dua başka zamanlar söylediğimiz şeylerin bir tekrarı değildir, yüreklerimizde inandığımızın bir ifadesidir. Şeytan bize saldırmadan ya da bir fırsat bulmadan önce yapılacak doğru şey Yüce Rab’bin Sözünde belli bir konu ile ilgili söylediklerini kendimize hatırlatmak ve amacımız doğrultusunda kararlılıkla dua etmektir.
 
Bereketlerimizi almak için ettiğimiz bereket duası amacımıza göre değişir: eğer kutsal Ruhta vaftiz olmayı istiyorsak Tanrısal şifa ister gibi dua etmemeliyiz. Eğer baskı altındakilerin kurtulmasını istiyorsak zenginlik için ettiğimizden farklı bir şekilde dua etmeliyiz. Ama ne için dua ediyor olursak olalım imanla dua etmeliyiz çünkü Rab’bin Sözü temelimizdir.

İsteklerde bulunduğumuz, dileklerimizi dile getirdiğimiz dualar küçük dualardır. Mesela çalışırken ya da başka bir şey yaparken birisi aklımıza gelir, o kişi için Rab’den yardım isteriz. ‘Baba, o kişiyi bereketle.’ İstek duaları da, bereket duaları da Ruhta, yani Kutsal Ruh’un verdiği anlayışla, Rab’bin varlığını hissettiğimizde yapılmalıdır. Çünkü o zaman Rab’bin Ruhu ile bağlantı halindeyizdir.
Dua ettikten sonra istediğimiz şeyle ilgili farkındalık sahibi olmak son derece önemlidir. Eğer Rab’bin isteği dışında bir şey istemişsek cevap almayız. Ama eğer bize açıklanana göre dua edersek Rab’bin bereketini bize vermemesi mümkün değildir. Düşman Yüce Rab’bin bizim için hazırladıklarını almayalım diye elinden geleni yapacaktır. Ama Mesih’te bize açıklananlar çoktan bizimdir! Tek yamamız gereken şeytanın hilelerine kapılmamak ve bizden zaferimizi çalmaması için dikkatli olmaktır. Tüm kutsallar gibi sonuna kadar dayanmalı ve dikkatli yaşamalıyız.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

BİZE YARDIM EDEN RAB’DİR.

BİZE YARDIM EDEN RAB’DİR.

“İşte Tanrı benim yardımcımdır, tek desteğim Rab’dir.” (Mezmurlar 54:4)

Şeytanın hala bize her yönden saldırmak için uğraştığını her zaman hatırlamalıyız. Bazen şeytan insanları kullanır ve onlarla bize zarar vermeye çalışır. Bazen ise bizi bir başkasına kötülük yapmak için kullanır. Rab’be kulak verdiğimizde Şeytan işler bizim için iyi gitmesin diye akla hayale gelmedik şeyler yapar. Rüzgarları estirir, fırtınalar gönderir, cesaretimiz kırılsın da Rab’bin işini yapmaya çağırılmadığımızı, meshedişimizin olmadığını, başarılı olmak için gereken beceriye sahip olmadığımızı düşünelim diye elinden geleni yapar. Ancak kardeşler, her durumda hatırlayın ki terk edilmiş hissetmeniz için hiçbir sebep yok, çünkü Rab yardımcınızdır (Mez. 115:11).

Gerçek şu ki Yüce Rab her zaman insanlara yardım ediyor. Büyücülükle uğraşanlar, birçok dine ait olanlar ya da Rab’bin varlığına inanmayanlara bile yardım ediyor. Eğer etmeseydi düşman onları çoktan mahvetmiş olabilirdi. Rab’bin insanla olan ilişkisi, insanın Rab’bin yaratışı olmasındandır. Bu yüzden Sözü duyurmalıyız ki insanlar neden burada olduklarını ve öldükten sonra nereye gideceklerini bilsinler.

İnsanlığın ruhsal körlüğünün iyileşmesi gerekiyor. Bu yüzden İyi Haberi dünyanın her köşesine yaymalıyız. Ama Müjdeyi duyurmadan önce Rab ile paydaşlık içinde olmalıyız ve günahkarlar için aracılık etmenin son derece önemli bir şey olduğunu unutmamalıyız. Bu yüzden Rab’bin sevgisi hakkında konuşurken bunu gelişigüzel bir şekilde yapamayız. Rab tarafından daha büyük bir amaca hizmet etmek üzere, bir insanı kilise üyesi yapmaya yönelik kullanıldığımızın farkında olmalıyız. Eğer Rabbimizin yönlendirişini izlersek iyiliğin kötülükle, Rab’bin şeytanla olan savaşında askerler oluruz.

Kim Rab’bin işini yaparsa Yüce Rab o kişinin yanında olur. Bu ister kalabalıkları etkileyen coşkulu bir müjdeci olsun, ister Rab’bin sevgisinden konuşmak için insanlara yaklaşan birisi olsun, ister gece gündüz kilisede yönlendirişe ihtiyacı olanların telefonlarını cevaplayan birisi olsun, fark etmez. Belki başkalarına yardım edebileceğini daha önce hiç düşünmemiş kişiler vardır. Ama Rab artık onlarladır.

Kardeşim, Baba’nın önünde bizim hizmetimize teslim edilmiş insanlara destek olmamız önemlidir; sayıları fark etmez. Bu yüzden Rab’bin sizi bu şekilde kullanması için dua edin. Her zaman görevinize sadık olun ve onu yapmaktan memnuniyet duyun. Asla ihtiyaç sahibi insanları hor görmeyin. Rab’bin yanınızda olması alabileceğiniz en büyük ödüllerden biridir. Her gün Sözü çalışmak için zaman ayırmak, dua etmek ve birinin ruhuna dualarınızla destek olmak çok ödüllendiricidir. Bu işi bu dünyada yapmamız gerektiğini unutmayın, çünkü sonsuz yaşamda bu iş zaten tamamlanmış olacak.

İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares

SEVİNÇLİ VE İYİMSER YAŞAM

SEVİNÇLİ VE İYİMSER YAŞAM

Edom’dan, Bosra’dan
Al giysiler içinde bu gelen kim?
Göz kamaştırıcı giysiler içinde,
Büyük güçle yürüyen kim?
“O benim! Adaleti duyuran,
Kurtarmaya gücü olan.” (Yeşaya 63:1)

Güçlü imanlı birisi olmanın sırlarından biri Rab’bin Sözünün bize açıkladığı şeyler üzerinde derin düşünmektir. İmanınız güçlendirildiğinde farklı bir şekilde yaşayacaksınız. Birçok insanın yapmayı ihmal ettiği şey Yaşayan Sözün kendisini aydınlatmasına izin vermektir. Oysa bunu yaptığınızda Kutsal Yazılarda kayıt edilmiş sizinle ilgili tüm vaatlerin hayatınızda gerçekleşmesini talep edebilirsiniz. Rab’de kim olduklarını bilmeyenler kendilerine ait olan şeylerden haberdar değildir ve İsa’nın adında neler yapabileceklerini bilmezler. Ayrıca yaptıkları işlerde ve günlük hayatın sorunları karşısında başarı kazanmak için de cesaretleri olmaz.

Yeşaya Rab hakkında şöyle demişti: ‘ Edom’dan, Bosra’dan
Al giysiler içinde bu gelen kim?’ Rab yas kıyafetleri içinde değil, şölen kıyafetleri içinde geliyor çünkü al giysiler giyiyor; yani düşmanları üzüm cenderesinde üzüm ezer gibi ezmiş geliyor. Rab’bin işi tamamlanmıştır. Eğer böyle olmasaydı Edom’dan geliyor olmazdı ve hala bu işi yapmakla meşgul olacağından orada kalması gerekirdi. Ama bu iş bitmiştir. Bu yüzden onun başarısını ve bizim için yaptığı işi kutlamalıyız.

Her zaman neşeli olmalıyız, mutlu olmalıyız, iyi huylu olmalıyız. Çünkü Kurtarıcımız bize çok değerli bir armağan verdi: düşmanlarımızı yenme armağanı. Bunun kanıtı onun giysilerinin al olmasıdır; bu bizim için bir sevinç kaynağı olmalı. O halde kutlama zamanıdır. Bizim için yaptıklarından dolayı ona şükretme zamanıdır. Ama en iyi şükretme yolu da Mesih’te bizim olanı almaktır.

Rab büyük güçle geliyor. Yani gücünü asla kaybetmiyor. O halde neden cesaretiniz kırılıyor? Neden karamsar oluyorsunuz? Asla bir şeyi yapamayacağınızı ya da hiçbir şey başaramayacağınızı söylemeyin. Rab’bin tüm çocukları kendilerini güçlendiren Rab sayesinde her şeyi başarabilir (Filipililer 4:13). Bu yüzden yüreğinizde korkuya yer vermeyin.

Rab adaletten söz ediyor, mahkumiyetten değil. Yani iyi haberleri duyurma zamanıdır, ağlama zamanı değil. Rab insanlığa egemen olan düşmanın savaşı tamamen kaybettiğini duyurmaya gelmiştir. Bu yüzden onun kötü işlerinin etkisi altında kalanlar artık kendilerini özgür ve her türlü baskıdan kurtulmuş sayabilirler. Rabbimizin kendisine inanan herkes için mesajı budur. Kardeşim, Rab’bin adaletinin etkin olduğu çağda yaşıyoruz.

Rab kurtarmaya gücünün olduğunu söyler. O halde zaferli hissetmek için dayanağımız vardır. Ne tür bir problemin içinden geçiyor olursanız olun korkusuz ve güçlü olun, lütuf tahtına cesaretle yaklaşın (İbraniler 4:16) ve Mesih’te zaferlilerden üstün olduğunuza inanın (Romalılar 8:37). İyi Haberleri duyurmaya geleni hayal kırıklığına uğratmayın. İyi haberlere inanın!

İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares

RAB’BİN YÜCELİĞİNİN FAYDALARI

RAB’BİN YÜCELİĞİNİN FAYDALARI

“Onların gözü önünde İsa’nın görünümü değişti. Yüzü güneş gibi parladı, giysileri ışık gibi bembeyaz oldu. O anda Musa’yla İlyas öğrencilere göründü. İsa’yla konuşuyorlardı”. (Matta 17:2-3)
Günahta doğduğumuzu biliyoruz ama aynı zamanda Yüce Rab her birimiz için harika deneyimler hazırladı ve Rab’bin bize verebileceği en harika armağanlardan biri ruhsal dönüşümdür. Rab’bin lütfu aramızda harikalar yaratmaya hazırdır. Bizi tamamen değiştirebilir ve gerçek bir Işık çocuğuna dönüştürebilir. Kardeşler, bu yüzden eskiden şeytan tarafından en kötü şekillerde kullanılmış bir günahkar olsanız bile, İsa’yı Rab ve Kurtarıcı olarak kabul ettikten sonra Rab hayatınızda etkin olmaya başlar.
Rab’bin bize Sözü aracılığıyla açıkladıklarını boşa harcamak iyi değildir; bunlar bize vaatler ya da uyarılar olarak gösterilebilir. Sözleri ister başta hoşumuza gitsin ister gitmesin, Rab’bin bize söylediği her şeyi kabul etmeliyiz çünkü Yüce Rab onun en iyi bereketlerini almamız için anlayışımızı artırır. Sahip olabileceğimiz en iyi şeylerden biri olan ruhsal dönüşüm dua aracılığıyla, vaaz dinleyerek ya da Sözü okuyarak gerçekleşir.
 
Yüreklerimizin içinde gerçekleşen şey çok güzeldir! Bu vahiyleri aldığımızda Rab’bin sesini duyarız. Onun sesi bizi bağlayan her türlü zinciri kıracak, bizi her türlü bağımlılıktan ve ayartıdan kurtaracak kadar güçlüdür. Ayrıca Rab’bin sesi bizi Tanrısal güçle donatır ve bu da şeytanı azarlayarak savaşı kazanmamızı sağlar! Ama eğer Yüce Rab’bin sesini dinlemezsek düşman bize saldırdığında onu yenemeyiz.
Eğer Rab’bin yüceliği bizi her gün değiştirirse bu en iyisidir! Birçok ayartı o zaman bize yaklaşamayacaktır. Birçok insan yardımımızı isteyecektir çünkü bizde ihtiyaçları olan bir şeyi göreceklerdir. Bu yüzden yüzümüz Rab’bin görkemiyle ışıldar, daha iyi kabul görürüz ve kapılar bize mucizevi şekillerde açılırlar.

Eğer değiştirilirsek giysilerimiz de bembeyaz olur ve bu en kötü günahkarların bile dikkatini çeker. İnsanlar Rab ile iletişim kurmaya özlem duyuyorlar, ama meshedişimiz eksik olduğunda onlara sorunlarının çözümlerini gösterebileceğimizi anlayamazlar. Daha da kötüsü, imanın hayatımızdaki ışıltısını göremezler, bizden sakınırlar ve yardımı çatlak sarnıçlarda ararlar (Yeremya 2:13).
Gerçekten aramamız gereken bir şey varsa bu da Rab’bin varlığıdır. Onunla daha iyi yaşarız çünkü bu şekilde şeytan bize saldıramaz. İsa’nın mükemmelliğini aramak her Hristiyanın amacı olmalıdır. Eğer onun geçmişte yaptığı işleri bugün biz yaparsak biz de aynı deneyimleri yaşarız!
 
İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares