30 Mayıs 2021 Pazar

30 Mayıs - 5 Haziran 2021

Bu hafta

Mini Kent - 02 Haziran 2021

9 görüntüleme3 gün önce yayınlandı

Mini Kent - 01 Haziran 2021

8 görüntüleme4 gün önce yayınlandı


PEYGAMBER VE HALKI

PEYGAMBER VE HALKI

“İsa'nın kendisi, bir peygamberin kendi memleketinde saygı görmediğine tanıklık etmişti.” (Yuhanna 4:44)

Peygamber Rab’bin göksel hizmetine ortak olmaya çağırdığı kişidir. Rab’bin sesine karşı duyarlı olan bu insanlar Yüce Rab’den aldıkları mesajı insanlara ulaştırırlar. Yüce Rab’bin hizmetkarları olarak Rab’bin gücüyle donatılırlar ve sadakatle hareket ederler. Çünkü Sadık Rab onların yanındadır ve sözünü doğrular. Peygamber göklerin çağrısının arkasında olduğunu bilir. Bazı durumlarda peygamberler, kendilerine emanet edilmiş işlere engel oluşturanları azarlamak için de kullanılırlar.

Kutsal Metinler, İsa’nın tanıklığının herkes tarafından ciddiye alınması gerektiğini söyler. Mesih tamamen doğru olmayan hiçbir şey söylememiştir ve söylemeyecektir. Bu yüzden Rab bir insan aracılığıyla konuştuğu zaman bu peygamber kendi ülkesinde onurlandırılmayı asla beklememelidir. Bu ruhsal bir yasadır ve asla değişmez ya da iptal edilmez. Bu yüzden bu göksel hizmete çağrılan herkes kendi vatanında onurlandırılmamaya hazır olmalıdır. Bu Rab’bin seçtiği bir yol mu yoksa insanın kıskançlığının yol açtığı bir sonuç mu bilmiyorum. Ama kesin olan bir şey var. Peygamberler asla kendi halkının içinde onurlandırılmamıştır. ve bunu beklememelidirler. Rab’bi dinleyen birisinin onayı ancak Rab’den gelir. Akrabaları ve kendi halkı asla onun peygamberliğini tanımazlar. 

Birçok kişi şunu sorabilir; ‘tanınmayan bir peygamber ne yapmalıdır?’ Yüce Rab’bin ona verdiği görevi yerine getirmeye devam etmelidir. Rab’bin işini yapmaya, Baba’nın sevgisi hakkında konuşmaya devam etmelidir. İster onurlandırılmasın, ister zulüm görsün fark etmez. Çünkü bir gün doğruluk tacı ona verilecektir. O an gelene kadar Rab’bin çağırdıklarının ona hizmet etmeye devam etmeleri gerekir. Rab onları sonsuz yaşamda ödüllendirecektir.

Bir peygamber Baba tarafından yükseltildiğinde o da Rab’bi onurlandırılmalıdır. Rab’bin işini yapan herkesin ayartıya kapılmamak için dua etmesi gerekir çünkü insan ruhu kibre kapılıp Rab’den kopabilir. Yüce Rab’bin kullandığı bir çok insan kibre kapılmış ve İsa’daki yerini kaybetmiştir.

Yüce Rab’bin bir hizmetkarının ailesine bakışı, İsa’nın kendi ailesine bakışı gibi olmalıdır. Rab annesinin ve kardeşlerinin Rab’bin sözünü duyup onu yaşayanlar olduklarını söylemişti (Luka 8:21). Kardeşler, bu inanılmaz geliyor; ama bize çok büyük zararlar verebilecek olan akrabalarımız ve çocukluk arkadaşlarımız olabilir. Eğer kendi hayatlarının kontrolünü şeytana vermişlerse bu insanlar bizi gereksiz yere övebilir ve başkalarından daha iyi olduğumuzu bize düşündürtebilir. Çok farklı şekilde kullanılabilecek olanlar da vardır; mesela kimileri de bizim değersiz olduğumuzu söyleyebilir ve yaptığımız işi kendi çıkarımız için yaptığımıza inanabilir. Ama kulak vermemiz gereken tek bir kişi vardır ve o da Rab’dir. Rab asla bizi yanlışa yönlendirmez, her zaman çağrımızı onaylar. Rab’bi onurlandırmalı, ona her durumda güvenmeliyiz. Bunu yapmak bereketlenmiş bir hizmetkar olmayı isteyen herkes için hayatidir.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

KAHRAMANIN DÖNÜŞÜ

KAHRAMANIN DÖNÜŞÜ

“Saul’un ölümünden sonra Amalekliler’e karşı kazandığı zaferden dönen Davut Ziklak’ta iki gün kaldı.“(2. Samuel 1:1)

Amalekliler de tüm düşmanlar gibi kötüydü: Ziklak’ı işgal ettiler ve şehrin yağmalanmasından elde ettikleri ganimetle birlikte kadınları ve çocukları da götürdüler. Bu Rab’bin adamı Davut’u tüm gücü tükenene kadar Rab’be yalvarmaya yöneltmişti. En güçlü adamlar da zorluklardan geçerken gözyaşı dökerler. Böyle durumlarda her zaman Rab’be yönelmeli, ihtiyaç duyulan değişimi gerçekleştirmek için ondan güç istemeliyiz.

Kendine geldikten sonra Davut bu zalim insanların peşine düştü ve altı yüz adamıyla onları yendi. Sonra yeni bir yağma yasası koydu ve Saul’ün üç çocuğuyla birlikte öldüğü haberini aldığı Ziklak’a gitti. Davut günlerini Saul’den saklanarak geçirmişti, ama canını almak isteyen bu adam artık ölmüştü. Sonsuz denenme ya da bir gün yenilmeyecek bir düşman yoktur. En kötü düşmanlar bile ya onlardan daha güçlü birisi tarafından, ya da hayatın değişmez kuralı olan ölümle giderler. Rab’be güvenenler ise her zaman korunurlar ve onlar için umutsuzluğa düşmenin nedeni yoktur; çünkü Yüce Rab onlar için bir çıkış yol gösterecektir.

Yukarıdaki ayete dönecek olursak, ilk olayın ikincisi gibi olmadığı görülüyor; ama aslında bu olaylar birbiriyle bağlantılıdır. Saul öldükten sonra Davut tahta oturma zamanının yaklaştığını anlamıştı; çünkü yıllar önce peygamber Samuel tarafından İsrail kralı olarak atanmıştı.

Bilge kişi Rab’bin kendisine gösterdiği hedefine ulaşmak için doğru yolu ve doğru zamanları bilir; tek yapması gereken imanda kararlı durmak ve yanlışlara bulaşmamaktır. Davut o güne kadar elde ettiği birçok zaferden sonra ruhunda ona daha büyük bir görevin verildiğini hissediyordu. İki gün boyunca başlayacağı bu yeni görevi için dua etti; Davut çok dua ederdi.

Müjdeye olan saygı ve dua yaşamı bir insanın Rab’be ait olduğunun işaretleridir. Dua ederken tüm kişisel isteklerimizi geride bırakmamız ve Babamızın bize verdiği göreve odaklanmamız gerekir. Rab ile olan paydaşlık zamanımız sırasında ya da ondan sonra kararlar vermeliyiz.

Davut Ziklak’tan ayrılarak tahta oturmak üzere yola çıktı. Rab onun için yüreğine uygun bir adam olduğunu söylemişti ve şimdi bu adam İsrail kralı olmaya hazırdı. Saul’den saklandığı yıllar ona Rab’be yönelik büyük bir güven kazandırmıştı ve halkının kralı olma görevini devralmak bu güveninin zirve yaptığı yerdi.

Kardeşim, eğer bugün sıkıntılardan geçiyorsan cesaretini kaybetme! Başına gelenlerin hiçbiri Rab’bin gözlerinden saklı değildir. Rab’be saygı göster! Her sıkıntıyı aşmanın sırrı budur.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

AYNI GÜNAHA AYNI HÜKÜM!

AYNI GÜNAHA AYNI HÜKÜM!

““Sen önemsiz biriyken, ben seni halkım İsrail’e önder yaptım. Ama sen Yarovam’ın yolunu izleyip halkım İsrail’i günaha sürükledin. Günahlarınız beni öfkelendirdi.” (1. Krallar 16:2).

Gücün büyüsüne kapılıp Rab’bi unutan insanları görmek çok üzücü! Rab tarafından özel bir işi yapmak üzere seçilen insanlar günahın tuzaklarına kapılıp düşebiliyor. Peygamber Ahiya’nın giysilerini yırtıp İsrail’in on oymağını temsil eden on parçasını verdiği Yarovam’ın başına gelen de buydu. Yüce Rab İsrail krallığını on iki parçaya ayırıp on oymağı Yarovam’a verecekti (1. Krallar 11:29*31). Yarovam sonunda başka ilahlara tapan ve krallığın ikiye ayrılmasına sebep olan Süleyman gibi hareket etmemesi için uyarılmıştı. Bilge Süleyman Rab’bin kutsallığı ile oyun oynayacağını düşünmüş fakat çok yanılmıştı!

Yarovam Rab’bin uyarısını hor gördü ve çılgın yollarla kendisini şeytana teslim etti (1. Krallar 12:26-33). Bundan sonra çocuklarından biri Ahiya’nın söylediği gibi hastalandı ve öldü (1. Krallar 14:1). Daha sonra Rab Yarovam’ın kötülüklerini unutmuş gibi görünüyordu çünkü diğer oğlu tahta geçmiş ve hüküm sürmeye başlamıştı. Ama sıradan bir adam olan Baaşa onun karşısına çıktı ve iki yıl sonra onu öldürdü. Baaşa krallığı ele geçirir geçirmez Yarovam’ın diğer çocuklarını da öldürdü ve böylece Rab’bin Sözü gerçekleşti. Ama Baaşa da Yarovam’ın işlediği günahları işledi ve onun da sonu aynı oldu (1. Krallar 15). Aynı günaha aynı hüküm gelir!

Baaşa yirmi dört yıl hüküm sürdü; yani kötü yollarından tövbe edecek yeterli zamanı vardı ama böyle yapmadı ve Yarovam’ın hatalarının aynılarına kapıldı. Peygamber Yehut Rab tarafından kullanılarak ailesinin ve kendisinin de Yarovam’la aynı sona sahip olacağını haber verdi; çünkü kral olması için hiç kimseyken Rab tarafından seçilmişti. Ama o da Yarovam gibi Tanrısal uyarılara kulak asmadı.

Baaşa öldü ve bir süre Yüce Rab yine olanları unutmuş gibi göründü çünkü oğlu Ela başa geçti. Ela, Tirsa’da sarhoşken uşağı Zimri onu öldürdü. Krallığı aldı ve Baaşa’nın ailesini ortadan kaldırdı. Akrabalarından ve dostlarından tek bir erkeği sağ bırakmadı (1. Krallar 16). Aynı günaha aynı hüküm gelmişti! 

Kutsal Kitap’ta böyle günah işleyip karşılığını bulan birçok insanın örneği anlatılır. Ama bugün hala Rab’bin halkının arasında özel olduğunu düşünen, yanlış düşüncelere kapılıp Tanrısal buyruklara karşı gelen insanlar var. Bu yüzden başlarına üzücü şeyler geliyor. İnsanlar genç yaşta ölüyorlar. Çaresi bulunamayan hastalıklar gelip bütün aileleri ve evlilikleri yok ediyor. Tüm bunlar Rab’bin “kutsalları”nın bazılarının Rab’den uzaklaşabileceklerini düşünmeleri yüzünden oluyor. Kimse düşman ile işbirliği yapma hakkına sahip değildir. Rabbimiz kutsaldır ve bizim de kutsal olmamız gerekiyor (1. Petrus 1:16). Yanlış yolda yürüyenler yüksek bedeller öderler. Umarım bu sizin başınıza gelmez!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

RAB’Bİ SEVMEK RAB’BİN BUYRUKLARINA UYMAKTIR

RAB’Bİ SEVMEK RAB’BİN BUYRUKLARINA UYMAKTIR

“Ben ihtiyardan, gerçekten sevdiğim sevgili Gayus’a selam!” (3. Yuhanna 1.1)

İhtiyar Yuhanna, ‘gerçekten sevdiğim’ diye hitap ettiği Gayus’a bir mektup yazıyor. Böyle diyor çünkü onu Gerçekte seviyor. Rab’be böyle kulluk etmeli, kardeşlerimizi böyle sevmeliyiz. Çünkü bunu yapmazsak onları sevmeyi ihmal ettiğimiz için sorumlu tutuluruz.

Yuhanna Rab’bin en önemli öğrencilerinden biriydi. Gökgörültüsü oğlu (Markos 3:17) Efendimizin en yakınındakilerden olma zevkine sahipti; hatta Kutsal Kitap’ta bir defasında İsa’nın göğsüne yaslandığı geçer (Yuhanna 13:23). Ama yine de kendisini İhtiyar olarak çağırırdı çünkü Yüce Rab’bin bir kuluydu. İsa’nın gerçek bir elçisiydi, ama bugün ‘elçi’ unvanına göz diken birçok kişi olmasına rağmen Yuhanna bunu pek kullanmıyordu. Buradan öğrendiğimiz ders yetkimizi başkalarına dayatmamız gerekmediğidir; Rab bu konuyla kendisi ilgilenir.

Peki bu sevgili Gayus kimdi? O Mesih’te bir kardeşti. Yuhanna İsa’dan göksel sevginin kişisel olduğunu öğrenmişti. Mesih’in bedeninde bizim gibi milyonlarca üye olsa da Babamız bizimle kişisel bir ilişki kurar ve bize bir birey olarak yaklaşır. Çağrımız bireysel bir çağrıdır, hizmetimiz bize özeldir ve Yüce Rab’den gördüğümüz ilgi kişisel bazdadır. Yüce Rab’bin gözünde hepimiz son derece önemliyiz; o asla bize kişisel olarak cevap veremeyecek kadar meşgul değildir. 

Yuhanna İsa’nın öğretilerine kendi gözleriyle tanıklık etmişti. Efendimiz şu buyruğu verirken de oradaydı: birbirinizi sevin (Yuhanna 13:34). Ama bu sevginin günahlı ya da yapay değil, tam tersine, Rab’be duyduğumuz sevgi gibi gerçek olması gerekir. Eğer şeytanın kardeşlerine olan sevgisine zarar vermesine engel olmasa, kim bilir kaç tane kardeş Rab ile olan paydaşlığını yitirirdi?

Kendi çıkarımızı düşünmeden birini gerçekten sevdiğimizde Rab’be kulluk etmiş oluruz. Bu yüzden kardeşler, Mesih’in bedeninin diğer üyelerine sevginizi gösterin. Yüce Rab’bin diğer kullarına saygılı olun ve asla kimsenin başına kötü bir şey gelmesini istemeyin.

Yargı Günü’nde Rab’bin Kilisesinin üyelerine gösterdiğimiz ya da göstermeyi ihmal ettiğimiz sevgiden sorumlu tutulacağımızı hatırlamalıyız. Eğer kardeşinizi sevdiğinizi söylerken bunu inanarak söylemiyorsanız, ikiyüzlülük yapmamalısınız. Kardeşinizden bir şey elde etmek için sevgi göstermeyin. Onları gerçekten seviyor musunuz yoksa bir eğlenceye ya da onun evinde yemeğe davet edilmek için seviyormuş gibi mi yapıyorsunuz kontrol edin. Birisini gerçekten sevenler sahtekarlık yapmazlar.

Rab’bin buyruklarına uygun yaşadığımızda Mesih’teki kardeşlerimiz için her zaman en iyisini dileriz ve kayıp insanlar da tavırlarımızın verdiği sessiz mesajlardan etkilenirler. Bunun tersi de doğrudur: İsa’yı henüz kabul etmemiş olanlar eğer sevgi gösterdiğimizi düşündüğümüz tavırlarımızda sahtekarlık sezerlerse İsa’dan uzak dururlar. Burada büyük bir tehlike vardır; çünkü bu kayıp ruhlardan sorumlu tutulacağızdır!

Kardeşler, Rab için olan sevginiz de, komşunuz için olan sevginizde her zaman gerçek olsun. 

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

DUYMAZLIKTAN GELMEYİN!

 DUYMAZLIKTAN GELMEYİN!

“Kendisine dönmeleri için aralarına peygamberler gönderdi. Bu peygamberler halkı uyardılarsa da, onlara kulak asmadılar.” (2. Tarihler 24. 19)

Yoaş’ın son günleri korkunçtu. Kahin Yehoyada’nın ölümünden sonra yedi yaşında tahta geçmişti ve kötü yolları seçmişti. Rab ona peygamberler gönderdi ama hiçbiri onu kötü yollarından döndüremedi. Yahuda’nın prensleri ona kötü akıllar verdiler ve kral Rab’bin yolundan uzaklaştı. Yaşlı kahin hayattayken kral Rab’bin sofrasından besleniyordu, ama bu Rab adamı öldükten sonra Yoaş aldatıcı ruhlara kulak verdi ve bu onu yıkıma götürdü. Dikkatli olun! Tarih kendini tekrar eder.

Günahlı olmasına rağmen Yaratıcımızın sevgisi krala devamlı kötü yollarını terk etmesi için ısrar etti. Ama aptallığı Rab’bi dinlemesine engel oldu. Bugün kutsal yolda kalmaktansa kötü ruhları dinleyen birçok insan var ve onlar lanetlenecekler. Şeytani zevkler, servet biriktirme yarışı, siyasi felsefeler ve başka kötü yollar Rab’bin birçok kulunu günahın tutsağı haline getirmiştir.

Rab’bin seçtiği insanlardan bazıları inatçılıkları nedeniyle günahlı yollarda kalır ve bu tür durumlar genelde birinin onlara bir kötülük etmesiyle başlar. Aldıkları önemsiz bir saldırı sonrası bu insanlar o kadar yanlış davranmaya başlarlar ki sonunda ölümün egemenliğine giderler. Bu sizin başınıza geldi mi? Neden sizi tamamen mutlu edebilecek olan, yaşamın kendisi olan Rab’bi aramayı bırakıyorsunuz? Rab’bin isteğini mi yapıyorsunuz yoksa her gün umutsuz vaka olduğunuzu düşünerek günaha daha çok mu batıyorsunuz? Dikkatli olun! Eğer umutsuz bir vaka olsaydınız şimdi bu mesajı okuyor olmazdınız!

Göksel yetki ile konuşuyorum ve Rab’bin size gönderdiği peygamberlerden biri olarak şunu söylüyorum: Şimdi günaha son verin ve aklınızı başınıza toplayın! Dostum, sonsuz yaşamını düşmanın seni tutsak etmek için kullandığı yalanlarına değişmene değmez. Rab’bin eli şimdi sana uzanıyor ve seni günahından kurtarmak istiyor. Kutsal Ruh seni hiç terk etmedi. Tam tersine, Babamızdan uzaklaştığını sana hissettiren bu ruhtur. Rab seni kucaklamak istiyor. Gözyaşlarını silmek ve sana saygınlığını tekrar kazandırmak istiyor. Bu anı değerlendir ve Rab’be geri döndüğünü söyle! 

Yoaş’ın akrabaları yalanda ve putperestlikte usta oldukları için onun yüreğini kirlettiler. Sizi Rab’bin yolundan kim çıkardı? İş yerinizden birisi mi? Ailenizden biri mi? Ya da gizli bir ilişkide olduğunuz kişi mi? Mesih’e iman etmediğinizde yaşayacağınız sonsuz acıya değer mi? Neden iyi ve doğru olan sonsuz zevki geçici, önemsiz bir şey için takas edesiniz? İsa size bol yaşam teklif ediyor (Yuhanna 10:10). Düşmanın yüreğinizde bir dakika bile daha fazla durmasına izin vermeyin! Kötülükten kurtulmak ve iyiliğe tutunmak sizin elinizdedir!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

DÜŞMANDAN KORKMAYIN

DÜŞMANDAN KORKMAYIN

“Ninova ile ilgili bildiri, Elkoşlu Nahum’un görümünü anlatan kitaptır.” (Nahum 1:1)

Yahuda halkı on oymağı tutsak alan Asurlular hakkında endişe etmeye başlamıştı. Hizkiya Yahuda’nın kralıydı ve halkını düşmanın tehditlerinden korkmaya yönlendirerek büyük bir hata yaptı. Ama rab Nahum’u Asurluların baş kenti Ninova’nın düşeceğiyle ilgili peygamberlikte bulunması için seçti.

Kutsal Kitap’ta bahsi geçen hiçbir görüm rasgele orada bulunmaz. Kutsal Yazıların mesajı tutarlıdır ve Rab’bin isteği doğrultusunda kayıt edilmiştir. Eski Antlaşma’da Yahudilere söylenen sözler kuşaklar boyunca herkes için anlamlı olmuştur. O örnekler, uyarılar ve kayıt edilmiş ilkeler bizi düşmanlarımızdan kurtaran çok değerli dersler niteliğindedirler. Düşmanın stratejisi aynı kalmaktadır ve onun esas amacı bizi Rab’bin ellerinden almaktır. Ama Rab’bin Sözünde kalanlar düşman tarafından kandırılmazlar.

Yahuda halkı her gün savaşlarını kazanan ve güçleri devamlı artan Asur imparatorluğundan çok korkuyordu. O sırada Kuzey krallığı düşmüş, halk esir alınmış, Kral Sanherib Yahuda’yı da almaya karar vermişti (2. Krallar 18:13). Aslında Rab’bin halkının ülkesine girmişti de, yani Yeruşalim’e gelmesi an meselesiydi. Rab’bin kulu olan Hizkiya o zaman Yahuda kralıydı. Kardeşler, Rab’bin kulları bile büyük hatalar yapabiliyor; Hizkiya da buna istisna olmadı.

Asurlu tehdidinin gerçek olduğunu anladığında Yahuda kralı akılsızca bir karar verdi. Eğer Rab’be danışsaydı bu yanlışa düşmezdi. Asur kralı gelip Yahuda’nın surlarla çevrili şehirlerini kuşattı. Hizkiya en kötüsünün olmasından korkup bazı ulaklarını bu acımasız kraldan barış istemeye yolladı (2. Krallar 18:14-15). Yahuda kralı Rab’bin tapınağın kapılarındaki altınları söküp Asur kralına gönderdi (2. Krallar 18:16). Ama bunu yaparak çok yanıldı çünkü düşmanın tutumu değişmedi (2. Krallar 18:17).

Yahuda halkı Asurlu tehdidi karşısında çaresizlik duydu. Ama kral Yahuda yanlış kararını vermeden önce Rab Nahum’u bu korkunç düşmanın düşeceğini bildirmesi için seçti. Peygamber Babillilerin Ninova’yı nasıl işgal edeceğini bile tarif etti. Bu peygamberlikte Nahum bugün yaygın olarak kullandığımız otomobilleri de önceden bildirdi (Nahum 2:4). Bugünkü yoğun trafikli, içinde kazaların yaşandığı otobanların bir gece görüşünü almış olmalıydı. Otomobillerin saatte 100 km hızla gittiklerini görmek, sadece atların hızını görmüş olan biri için şaşırtıcı olmalıydı. 

Nahum Hizkiya’nın hüküm sürdüğü Yeşaya’nın günlerini de önceden bildirdi. İnsanların Rab’bin dürüst kullarına güvenebildiği günler ne güzel günlerdi. İnsanlar tehdit ve tehlike anlarında onlara yönelebilirdi! Bu kuşak da Yüce Rab’bin kutsal isteğini yerine getirerek ona sadık kaldığında ne kadar harika günler yaşayacağız! Rab’bin planını yerine getirmek için iki kez düşünmeden size ait şeyleri geride bırakabilmelisiniz. Rab bizi son günde ödüllendirecektir. 

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares