30 Mayıs 2021 Pazar

AYNI GÜNAHA AYNI HÜKÜM!

AYNI GÜNAHA AYNI HÜKÜM!

““Sen önemsiz biriyken, ben seni halkım İsrail’e önder yaptım. Ama sen Yarovam’ın yolunu izleyip halkım İsrail’i günaha sürükledin. Günahlarınız beni öfkelendirdi.” (1. Krallar 16:2).

Gücün büyüsüne kapılıp Rab’bi unutan insanları görmek çok üzücü! Rab tarafından özel bir işi yapmak üzere seçilen insanlar günahın tuzaklarına kapılıp düşebiliyor. Peygamber Ahiya’nın giysilerini yırtıp İsrail’in on oymağını temsil eden on parçasını verdiği Yarovam’ın başına gelen de buydu. Yüce Rab İsrail krallığını on iki parçaya ayırıp on oymağı Yarovam’a verecekti (1. Krallar 11:29*31). Yarovam sonunda başka ilahlara tapan ve krallığın ikiye ayrılmasına sebep olan Süleyman gibi hareket etmemesi için uyarılmıştı. Bilge Süleyman Rab’bin kutsallığı ile oyun oynayacağını düşünmüş fakat çok yanılmıştı!

Yarovam Rab’bin uyarısını hor gördü ve çılgın yollarla kendisini şeytana teslim etti (1. Krallar 12:26-33). Bundan sonra çocuklarından biri Ahiya’nın söylediği gibi hastalandı ve öldü (1. Krallar 14:1). Daha sonra Rab Yarovam’ın kötülüklerini unutmuş gibi görünüyordu çünkü diğer oğlu tahta geçmiş ve hüküm sürmeye başlamıştı. Ama sıradan bir adam olan Baaşa onun karşısına çıktı ve iki yıl sonra onu öldürdü. Baaşa krallığı ele geçirir geçirmez Yarovam’ın diğer çocuklarını da öldürdü ve böylece Rab’bin Sözü gerçekleşti. Ama Baaşa da Yarovam’ın işlediği günahları işledi ve onun da sonu aynı oldu (1. Krallar 15). Aynı günaha aynı hüküm gelir!

Baaşa yirmi dört yıl hüküm sürdü; yani kötü yollarından tövbe edecek yeterli zamanı vardı ama böyle yapmadı ve Yarovam’ın hatalarının aynılarına kapıldı. Peygamber Yehut Rab tarafından kullanılarak ailesinin ve kendisinin de Yarovam’la aynı sona sahip olacağını haber verdi; çünkü kral olması için hiç kimseyken Rab tarafından seçilmişti. Ama o da Yarovam gibi Tanrısal uyarılara kulak asmadı.

Baaşa öldü ve bir süre Yüce Rab yine olanları unutmuş gibi göründü çünkü oğlu Ela başa geçti. Ela, Tirsa’da sarhoşken uşağı Zimri onu öldürdü. Krallığı aldı ve Baaşa’nın ailesini ortadan kaldırdı. Akrabalarından ve dostlarından tek bir erkeği sağ bırakmadı (1. Krallar 16). Aynı günaha aynı hüküm gelmişti! 

Kutsal Kitap’ta böyle günah işleyip karşılığını bulan birçok insanın örneği anlatılır. Ama bugün hala Rab’bin halkının arasında özel olduğunu düşünen, yanlış düşüncelere kapılıp Tanrısal buyruklara karşı gelen insanlar var. Bu yüzden başlarına üzücü şeyler geliyor. İnsanlar genç yaşta ölüyorlar. Çaresi bulunamayan hastalıklar gelip bütün aileleri ve evlilikleri yok ediyor. Tüm bunlar Rab’bin “kutsalları”nın bazılarının Rab’den uzaklaşabileceklerini düşünmeleri yüzünden oluyor. Kimse düşman ile işbirliği yapma hakkına sahip değildir. Rabbimiz kutsaldır ve bizim de kutsal olmamız gerekiyor (1. Petrus 1:16). Yanlış yolda yürüyenler yüksek bedeller öderler. Umarım bu sizin başınıza gelmez!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

RAB’Bİ SEVMEK RAB’BİN BUYRUKLARINA UYMAKTIR

RAB’Bİ SEVMEK RAB’BİN BUYRUKLARINA UYMAKTIR

“Ben ihtiyardan, gerçekten sevdiğim sevgili Gayus’a selam!” (3. Yuhanna 1.1)

İhtiyar Yuhanna, ‘gerçekten sevdiğim’ diye hitap ettiği Gayus’a bir mektup yazıyor. Böyle diyor çünkü onu Gerçekte seviyor. Rab’be böyle kulluk etmeli, kardeşlerimizi böyle sevmeliyiz. Çünkü bunu yapmazsak onları sevmeyi ihmal ettiğimiz için sorumlu tutuluruz.

Yuhanna Rab’bin en önemli öğrencilerinden biriydi. Gökgörültüsü oğlu (Markos 3:17) Efendimizin en yakınındakilerden olma zevkine sahipti; hatta Kutsal Kitap’ta bir defasında İsa’nın göğsüne yaslandığı geçer (Yuhanna 13:23). Ama yine de kendisini İhtiyar olarak çağırırdı çünkü Yüce Rab’bin bir kuluydu. İsa’nın gerçek bir elçisiydi, ama bugün ‘elçi’ unvanına göz diken birçok kişi olmasına rağmen Yuhanna bunu pek kullanmıyordu. Buradan öğrendiğimiz ders yetkimizi başkalarına dayatmamız gerekmediğidir; Rab bu konuyla kendisi ilgilenir.

Peki bu sevgili Gayus kimdi? O Mesih’te bir kardeşti. Yuhanna İsa’dan göksel sevginin kişisel olduğunu öğrenmişti. Mesih’in bedeninde bizim gibi milyonlarca üye olsa da Babamız bizimle kişisel bir ilişki kurar ve bize bir birey olarak yaklaşır. Çağrımız bireysel bir çağrıdır, hizmetimiz bize özeldir ve Yüce Rab’den gördüğümüz ilgi kişisel bazdadır. Yüce Rab’bin gözünde hepimiz son derece önemliyiz; o asla bize kişisel olarak cevap veremeyecek kadar meşgul değildir. 

Yuhanna İsa’nın öğretilerine kendi gözleriyle tanıklık etmişti. Efendimiz şu buyruğu verirken de oradaydı: birbirinizi sevin (Yuhanna 13:34). Ama bu sevginin günahlı ya da yapay değil, tam tersine, Rab’be duyduğumuz sevgi gibi gerçek olması gerekir. Eğer şeytanın kardeşlerine olan sevgisine zarar vermesine engel olmasa, kim bilir kaç tane kardeş Rab ile olan paydaşlığını yitirirdi?

Kendi çıkarımızı düşünmeden birini gerçekten sevdiğimizde Rab’be kulluk etmiş oluruz. Bu yüzden kardeşler, Mesih’in bedeninin diğer üyelerine sevginizi gösterin. Yüce Rab’bin diğer kullarına saygılı olun ve asla kimsenin başına kötü bir şey gelmesini istemeyin.

Yargı Günü’nde Rab’bin Kilisesinin üyelerine gösterdiğimiz ya da göstermeyi ihmal ettiğimiz sevgiden sorumlu tutulacağımızı hatırlamalıyız. Eğer kardeşinizi sevdiğinizi söylerken bunu inanarak söylemiyorsanız, ikiyüzlülük yapmamalısınız. Kardeşinizden bir şey elde etmek için sevgi göstermeyin. Onları gerçekten seviyor musunuz yoksa bir eğlenceye ya da onun evinde yemeğe davet edilmek için seviyormuş gibi mi yapıyorsunuz kontrol edin. Birisini gerçekten sevenler sahtekarlık yapmazlar.

Rab’bin buyruklarına uygun yaşadığımızda Mesih’teki kardeşlerimiz için her zaman en iyisini dileriz ve kayıp insanlar da tavırlarımızın verdiği sessiz mesajlardan etkilenirler. Bunun tersi de doğrudur: İsa’yı henüz kabul etmemiş olanlar eğer sevgi gösterdiğimizi düşündüğümüz tavırlarımızda sahtekarlık sezerlerse İsa’dan uzak dururlar. Burada büyük bir tehlike vardır; çünkü bu kayıp ruhlardan sorumlu tutulacağızdır!

Kardeşler, Rab için olan sevginiz de, komşunuz için olan sevginizde her zaman gerçek olsun. 

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

DUYMAZLIKTAN GELMEYİN!

 DUYMAZLIKTAN GELMEYİN!

“Kendisine dönmeleri için aralarına peygamberler gönderdi. Bu peygamberler halkı uyardılarsa da, onlara kulak asmadılar.” (2. Tarihler 24. 19)

Yoaş’ın son günleri korkunçtu. Kahin Yehoyada’nın ölümünden sonra yedi yaşında tahta geçmişti ve kötü yolları seçmişti. Rab ona peygamberler gönderdi ama hiçbiri onu kötü yollarından döndüremedi. Yahuda’nın prensleri ona kötü akıllar verdiler ve kral Rab’bin yolundan uzaklaştı. Yaşlı kahin hayattayken kral Rab’bin sofrasından besleniyordu, ama bu Rab adamı öldükten sonra Yoaş aldatıcı ruhlara kulak verdi ve bu onu yıkıma götürdü. Dikkatli olun! Tarih kendini tekrar eder.

Günahlı olmasına rağmen Yaratıcımızın sevgisi krala devamlı kötü yollarını terk etmesi için ısrar etti. Ama aptallığı Rab’bi dinlemesine engel oldu. Bugün kutsal yolda kalmaktansa kötü ruhları dinleyen birçok insan var ve onlar lanetlenecekler. Şeytani zevkler, servet biriktirme yarışı, siyasi felsefeler ve başka kötü yollar Rab’bin birçok kulunu günahın tutsağı haline getirmiştir.

Rab’bin seçtiği insanlardan bazıları inatçılıkları nedeniyle günahlı yollarda kalır ve bu tür durumlar genelde birinin onlara bir kötülük etmesiyle başlar. Aldıkları önemsiz bir saldırı sonrası bu insanlar o kadar yanlış davranmaya başlarlar ki sonunda ölümün egemenliğine giderler. Bu sizin başınıza geldi mi? Neden sizi tamamen mutlu edebilecek olan, yaşamın kendisi olan Rab’bi aramayı bırakıyorsunuz? Rab’bin isteğini mi yapıyorsunuz yoksa her gün umutsuz vaka olduğunuzu düşünerek günaha daha çok mu batıyorsunuz? Dikkatli olun! Eğer umutsuz bir vaka olsaydınız şimdi bu mesajı okuyor olmazdınız!

Göksel yetki ile konuşuyorum ve Rab’bin size gönderdiği peygamberlerden biri olarak şunu söylüyorum: Şimdi günaha son verin ve aklınızı başınıza toplayın! Dostum, sonsuz yaşamını düşmanın seni tutsak etmek için kullandığı yalanlarına değişmene değmez. Rab’bin eli şimdi sana uzanıyor ve seni günahından kurtarmak istiyor. Kutsal Ruh seni hiç terk etmedi. Tam tersine, Babamızdan uzaklaştığını sana hissettiren bu ruhtur. Rab seni kucaklamak istiyor. Gözyaşlarını silmek ve sana saygınlığını tekrar kazandırmak istiyor. Bu anı değerlendir ve Rab’be geri döndüğünü söyle! 

Yoaş’ın akrabaları yalanda ve putperestlikte usta oldukları için onun yüreğini kirlettiler. Sizi Rab’bin yolundan kim çıkardı? İş yerinizden birisi mi? Ailenizden biri mi? Ya da gizli bir ilişkide olduğunuz kişi mi? Mesih’e iman etmediğinizde yaşayacağınız sonsuz acıya değer mi? Neden iyi ve doğru olan sonsuz zevki geçici, önemsiz bir şey için takas edesiniz? İsa size bol yaşam teklif ediyor (Yuhanna 10:10). Düşmanın yüreğinizde bir dakika bile daha fazla durmasına izin vermeyin! Kötülükten kurtulmak ve iyiliğe tutunmak sizin elinizdedir!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

DÜŞMANDAN KORKMAYIN

DÜŞMANDAN KORKMAYIN

“Ninova ile ilgili bildiri, Elkoşlu Nahum’un görümünü anlatan kitaptır.” (Nahum 1:1)

Yahuda halkı on oymağı tutsak alan Asurlular hakkında endişe etmeye başlamıştı. Hizkiya Yahuda’nın kralıydı ve halkını düşmanın tehditlerinden korkmaya yönlendirerek büyük bir hata yaptı. Ama rab Nahum’u Asurluların baş kenti Ninova’nın düşeceğiyle ilgili peygamberlikte bulunması için seçti.

Kutsal Kitap’ta bahsi geçen hiçbir görüm rasgele orada bulunmaz. Kutsal Yazıların mesajı tutarlıdır ve Rab’bin isteği doğrultusunda kayıt edilmiştir. Eski Antlaşma’da Yahudilere söylenen sözler kuşaklar boyunca herkes için anlamlı olmuştur. O örnekler, uyarılar ve kayıt edilmiş ilkeler bizi düşmanlarımızdan kurtaran çok değerli dersler niteliğindedirler. Düşmanın stratejisi aynı kalmaktadır ve onun esas amacı bizi Rab’bin ellerinden almaktır. Ama Rab’bin Sözünde kalanlar düşman tarafından kandırılmazlar.

Yahuda halkı her gün savaşlarını kazanan ve güçleri devamlı artan Asur imparatorluğundan çok korkuyordu. O sırada Kuzey krallığı düşmüş, halk esir alınmış, Kral Sanherib Yahuda’yı da almaya karar vermişti (2. Krallar 18:13). Aslında Rab’bin halkının ülkesine girmişti de, yani Yeruşalim’e gelmesi an meselesiydi. Rab’bin kulu olan Hizkiya o zaman Yahuda kralıydı. Kardeşler, Rab’bin kulları bile büyük hatalar yapabiliyor; Hizkiya da buna istisna olmadı.

Asurlu tehdidinin gerçek olduğunu anladığında Yahuda kralı akılsızca bir karar verdi. Eğer Rab’be danışsaydı bu yanlışa düşmezdi. Asur kralı gelip Yahuda’nın surlarla çevrili şehirlerini kuşattı. Hizkiya en kötüsünün olmasından korkup bazı ulaklarını bu acımasız kraldan barış istemeye yolladı (2. Krallar 18:14-15). Yahuda kralı Rab’bin tapınağın kapılarındaki altınları söküp Asur kralına gönderdi (2. Krallar 18:16). Ama bunu yaparak çok yanıldı çünkü düşmanın tutumu değişmedi (2. Krallar 18:17).

Yahuda halkı Asurlu tehdidi karşısında çaresizlik duydu. Ama kral Yahuda yanlış kararını vermeden önce Rab Nahum’u bu korkunç düşmanın düşeceğini bildirmesi için seçti. Peygamber Babillilerin Ninova’yı nasıl işgal edeceğini bile tarif etti. Bu peygamberlikte Nahum bugün yaygın olarak kullandığımız otomobilleri de önceden bildirdi (Nahum 2:4). Bugünkü yoğun trafikli, içinde kazaların yaşandığı otobanların bir gece görüşünü almış olmalıydı. Otomobillerin saatte 100 km hızla gittiklerini görmek, sadece atların hızını görmüş olan biri için şaşırtıcı olmalıydı. 

Nahum Hizkiya’nın hüküm sürdüğü Yeşaya’nın günlerini de önceden bildirdi. İnsanların Rab’bin dürüst kullarına güvenebildiği günler ne güzel günlerdi. İnsanlar tehdit ve tehlike anlarında onlara yönelebilirdi! Bu kuşak da Yüce Rab’bin kutsal isteğini yerine getirerek ona sadık kaldığında ne kadar harika günler yaşayacağız! Rab’bin planını yerine getirmek için iki kez düşünmeden size ait şeyleri geride bırakabilmelisiniz. Rab bizi son günde ödüllendirecektir. 

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

EN BÜYÜK PLANIN GERÇEKLEŞMESİ

EN BÜYÜK PLANIN GERÇEKLEŞMESİ

“Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.” (Yaratılış 1:1)


Başlangıçta hiçbir şey yoktu, ama sonra Rab’bin Kutsal Ruhu dünyanın üzerinde hareket ediyordu ve Rab yetkin sesiyle konuşmaya başladı. Bu muhteşem yaratma projesinin yanı sıra Yüce Rab ikinci büyük planını da uygulamaya koymuştu. Üçüncüsünü ise dünyaya tekrar geldiğinde başaracak.

Gökyüzünün yanı sıra başlangıçta Rab yeryüzünü de yaratmıştı. Yeryüzü o zaman şekilsiz ve boştu; ama Yüce Rab’bin ruhu onun üzerindeydi (Yaratılış 1:2). Bu İsa’yı kabul etmiş ve Tanrısal güce erişimi olmasına rağmen bir insanın hala bilgisiz kalması gibidir. Zaman geçer, bu kişi vaazlar dinler, Yüce Rab’bin eylemlerini görür, Rab’bin sözünü öğrenir ve bunlar onu şekillendirerek zamanla Yüce Rab’bin benzeyişine yaklaştırır. 

Rab’bin ruhunun gelmesi ve hareket etmesi yaratılış anında çok merkezi bir öneme sahiptir. İbranice metindeki Rab’bin ruhunun suyun üzerinde hareket etmesine dair ifade, tavuğun yumurtalarının üzerinde kuluçkaya yatmasına benzetilebilir. Ruh suyun üzerinde hareket ederken yeryüzü henüz şekilsiz ve boştu. Ama Rab’bin ağzından çıkan sözlerle güçlendirildi. Rab’bin yetkin sesiyle ışık ve diğer her şey var oldu.

Rab’bin Kutsal Ruhunun suların üzerinde ne kadar hareket ettiğini bilmiyoruz ama yaratılışın başlangıcı böyleydi. Rabbimiz bundan sonra her şeyi yaratmaya başladı. İyi haber şu ki ne Rab’bin sesi ne de kendisi bugün de değişmemiştir; hala aynı güce sahiptir. Bir insan her türlü sorunla karşılaşabilir, görünüşe göre çözümsüz problemlerle etrafı sarılabilir, ama Yüce Rab’bin sözü aracılığıyla ya da Kutsal Kitap’ı okurken duyduklarına kulak verip inanırsa, ihtiyaç duyduğu Tanrısal işleri görecektir. Bunun mümkün olmasının nedeni Rab’bin ağzından çıkan sözün içinde Babamızın buyruğunu yerine getirecek gücün de bulunuyor olmasıdır. Bu yüzden kardeşler, her zaman Rab’bin söylediklerine kulak verin. Rab her zaman söylediklerini yapar. Babamızın yarattığı her şeyin mükemmel olduğunu hep hatırlayın.

Adem günah işlediğinde insan Yaratıcısı ile olan paydaşlığını kaybetti ve bu yüzden düşmanın saldırılarına açık hale geldi. Ama Rabbimiz bu duruma müdahale etti ve ikinci planını devreye soktu: kurtuluşumuzun planı. Artık herkes Babamız ile olan paydaşlığını tekrar kurabilir. Kutsal Ruh’un meshedişi altında olduğumuzda Rab’bin sözünü duyarız ve o zaman tüm kötülüklerden kurtulmak için yetkilendiriliriz.

Yüce Rab şimdi üçüncü büyük planına hazırlanıyor: İsa’nın ikinci gelişi ve onu izleyen sonsuz Yargı. Bu yüzden kardeşler, günahlı ve şeytani stratejiler bugüne kadar sizi etkisi altında tuttuysa, bu yüzden sıkıntılara düştüyseniz, şimdi Rab’bin sizi özgür bırakmaya yetkin sesine kulak verin!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

ARMAĞANLARINIZI KULLANIN

ARMAĞANLARINIZI KULLANIN

“İçinizden birinin bilgelikte eksiği varsa, herkese cömertçe, azarlamadan veren Tanrı’dan istesin; kendisine verilecektir.” (Yakup 1:5)

Hiçbir konuda eksiğimiz olmamalı; ama eğer olursa tek yapmamız gereken Rab’den istemektir çünkü onun elleri bizi bereketlemek için hep açıktır. Rab eski günahlarımızı hatırlayıp bizi utandırmaz. Ondan her istediğimizde bize vereceği bir bereket vardır.

Yüce Rab’den korkanların asla bilgelikten yana eksiklikleri olmaz çünkü bir Hristiyanın yaşamındaki en temel bilgelik ilkesi Rab’be saygılı olmaktır (Mezmurlar 111:10; Süleyman’ın Özdeyişleri 1:7). Eğer insan Rab’bin isteğine saygılı olmazsa hayatında kutsal nitelikleri temel olarak almaz. Rab’bin buyruklarını bilip onları yerine getirerek hayatımızı bilgece yaşamış oluruz. Onlarla Rab’bin yaratılış projesinin resmini detaylarıyla görebiliriz. Ancak diğer yandan bilgece yaşamayanlar sanki Rab içlerinde yaşamıyormuş gibi hareket ederler ve her ayartıldıklarında düşerler. 

Düşman Rab’bin birçok hizmetkarını sanki onlara hiç bilgelik verilmemiş gibi yaşamaları için ayartmıştır. Yakup’a göre herkes bu değerli armağanı alır; ama eksiği olanların tek yapması gereken Yüce Rab’den bunu istemektir. Kendimizi Rab’bin önünde yoklayarak Rab’bin buyruklarını yerine getirip getirmediğimize dikkat etmeliyiz. Rab’bin isteğine göre mi yoksa kendi isteğimize göre mi yaşıyoruz kontrol etmeliyiz. Sözde yazılı olan ilkelere göre yaşadığımızdan emin olduktan sonra her zaman Rab’den bereket isteyebilir ve alacağımıza inanabiliriz.

Yakup Yüce Rab’bin ondan bir şey isteyenlere cömertçe verdiğini söylemiştir; yani Rab’bin kolları bize karşı her zaman açıktır. Yani iyi insan taklidi yapmanın ya da bize bir armağanı versin diye Rab’be yalakalık yapmanın gereği yoktur. Kardeşim, Kutsal Kitap’taki bir vaadi almak için sadece doğru tavra bürünmen gerekiyor; bunu imanla yap ve istediğini alacaksın. Eğer alacağına inanmıyorsan zaten onu istemenin de anlamı yoktur.

Babamızın bize azarlamadan verdiğini hatırlamak da önemlidir. Rab geçmişteki yanlışlarımızı hatırlamaz. Eğer dua ederken aklınıza geçmişteki yanlışlarınız geliyorsa günahınızı itiraf edin ve Rab’den bağışlanma dileyin. Ondan sonra ise o yanlışınızı sonsuza dek unutmanız gerekiyor. Bağışlanmış bir günah Rab’bin gözünde yok hükmündedir. O geçmiş hatalarımızı hatırlamaz (İbraniler 8:12). Yüce Rab sizi asla geçmişteki yanlışlarınızdan dolayı utandırmaz ve verdiği sözü mutlaka yerine getirir.

Yakup eğer isterseniz istediğinizi alacağınızı açıkça belirtmiştir. Bu yüzden bilgelik isteyen kesinlikle bilgelik alır. Babamız asla böyle muhteşem bir armağanı vermeyi reddetmez. Bu çok güzel değil mi kardeşim? Bilgelikte eksiğin mi var? O zaman dua et ve Babamızın sana o armağanı vereceğinden emin ol. Dahası da var: Rab diğer ihtiyaçlarını da karşılayacak. Eğer şifaya ya da bir tür maddi sorununun çözülmesine ihtiyacın varsa, ruhsal olarak sana sıkıntı verene her şeyle savaş ve bereketini istemeye başla. Ararsan onu bulacağından emin olabilirsin. Bu tutumla hareket ederseniz göreceksiniz ki Rab çocuklarının hiçbir eksiği olmasını istemez.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares

DOĞRU YERDE OLUN!

DOĞRU YERDE OLUN!

“İsa, eli sakat adama, “Kalk, öne çık!” dedi.” (Markos 3:3)

Rab’bi hoşnut etmeyi isteyenler yüreklerinin derininde Rab’bin işinin yer alması gerektiğini bilirler. Rab çocuklarına inanmaları gerekenler ve atmaları gereken adımlarla ilgili her şeyi öğretir. Rab’be aklınızdan geçen herhangi bir şeyi söyleyip duyulmayı beklemeyin. Rab’bin gerçekten yardımını almak isteyenler onun söylediklerine kulak vermeli ve sözüne bağlı kalmalıdır.

Kutsal Ruh’un dokunuşunu hissetmek için hazır olmak iyidir. Vaaz dinlerken ya da Kutsal Kitap okurken dikkatinizi çeken şeylere karşı duyarlı olun. Rab bu şekilde sizinle konuşur ve size öğüt verir. Rab’bin ipuçları onu Babamıza dua ederken kullanmanız içindir. Ama eğer bunu gelişigüzel bir şekilde yaparsanız ya da sadece ihtiyacınızı karşılamaya çalışırsanız cevap alamazsınız.

İnsan doğduğunda ‘yenilgi ve başarısızlık’ zincirine bağlı olarak doğar. Dünyanın hiçbir yerindeki hiçbir kilisenin vaizi insanı oradan kurtaramaz. Tek yapabilecekleri şey onlara göksel mesajı duyurmaktır. Çünkü bir insanı kurtarma ve armağanlarını ona verme gücüne tek sahip olan Rab’dir. Ama Rab’bin sözünü duyduktan sonra insanın Yüce Rab’bin önüne gelip Rab’bin planındaki yerini alması gerekir. Kardeşlerim, işlerini yapmayanlar sonunda vaat edilen bereketleri alamazlar.

Kim vaaz veriyor olursa olsun Rab’bin olmamızı istediği yerde olmalıyız. Rab’bin söylediklerini duymalıyız. Rab’den gelen sözlere kulak vermeliyiz ki Rab hayatlarımızda etkin olabilsin. Rab’bin halkından uzak duranlar ve dışarıda bekleyenlere Rab’bin lütfu ulaşmaz. Kendilerini özel ya da Rab’bin ailesinde bulunmak için fazla iyi görenler gerçeği öğrenmiş olsalar bile imanda pek başarıya ulaşamazlar.

Birçok insanın bereketlerini kaçırıyor olması çok üzücüdür. Eğitimlerinden, doğdukları ailelerden, toplumdaki statülerinden ya da başka nedenlerden dolayı duydukları kibir şüphe yok ki şeytanın hayatlarında başarılı olmasını sağlayacaktır ve bu şekilde bereketlerini kaybedeceklerdir. Müjdenin güçlü mesajını duymuş olsalar da onlar zaferlilerden olamazlar. Çünkü sadece kendini alçaltanlar yükseltilirler.

Rab’bin sözünü kabul ettiğimizde ve ona teslim olduğumuzda Rab ile aramızdaki uyumu tekrar sağlıyoruz. İnsan Adem’in günahıyla ilk kez Rab’bin varlığından uzaklaştırılmıştı ve o zamandan beri Yüce Rab’bin amacından uzakta yaşıyordu. Ama Rab’bin planına geri dönenler için bu ilişki tamamen eski haline döndürülür (Matta 12:13).

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares