“O bizi karanlığın hükümranlığından kurtarıp sevgili Oğlu’nun egemenliğine aktardı. 14 O’nda kurtuluşa, günahlarımızın bağışına sahibiz.” (Koloseliler 1:13-14)
Rab’bin Sözü Adem’in günahı yüzünden insanlığın başına gelenleri açıklarken bu sonuçları ne abartır, ne de hafife alır. Bu kasıtlı fakat çılgınca eylem bizi karanlığın egemenliğine itmiş, şeytanı insanlığın üzerinde egemen kılmıştı. İnsanlık karanlığın prensi tarafından ve onun emrindeki kötü güçler tarafından yönlendirilmeye, yasaklı arzular ve diğer günahlar tarafından kontrol edilmeye başlandı. Bizi bu kuyudan çıkaracak bedel yüksekti: Rab bunun için biricik oğlunu göndermeliydi. İsa bizim yerimize ölerek tüm borcu ödeyecekti. Mesih bunu yaptı ve çektiği cezayla tüm günahlarımızı ve suçlarımızı kendi üzerine yüklendi (Yeşaya 53:12).
Düşüşten beridir karanlığın güçleri üzerimizde etkin olmaya ve bizi düşmanımızın isteğine göre yönlendirmeye başladılar. Bu güçlerden tek bir tanesi bile adalet gözetmez ve Rab’bin yüceliğinden ayrılarak (Romalılar 3:23) yanlış yollarda kayıp olmuşlardır. Ama İsa Mesih Rab’bin lütfunu, onunla birlikte de yeniden doğum armağanını ve bağışlanmayı dünyaya getirdi. Bugün Mesih’in bizim için yaptıkları sayesinde kötülüğün egemenliğinden kaçabiliyoruz. Karanlığın egemenliğinden alınarak Gerçeğin ve kutsallığın egemenliğine, yani Rab’bin egemenliğine taşındık. Kötülüğün saltanatı artık üzerimizde değildir.
Yani Rab sadece bizi kurtarmakla kalmadı aynı zamanda bizi şeytanın gücünün etkisi altından da kurtardı. Artık Rab’bin biricik oğlunun egemenliğindeyiz. Kötülüğün egemenliği artık üzerimizde hakim değildir ve bize saldıramaz. Eğer Rab’bin isteğiyle uyumlu bir şekilde yaşarsak ayartıların en büyüğü bile üzerimizde etkili olamaz. Bugün bulunduğumuz konum kötülüğün güçlerinden tamamen ayrı bir yerdir. Düşmanın hiçbir saldırısı Yüce Rab’bin kanatları altına sığındıkları sürece (Yeşaya 54:17) Yüce Rab’bin bir çocuğunun üzerinde başarıya ulaşamaz (Mezmurlar 91:1).
İyi haber şu ki sadece dünyanın özgür bir bölgesine taşınmakla kalmadık. Bu bile yeterince iyi olurdu, ama aynı zamanda Rab’bin Oğlu’nun sevgisinin, doğruluğun, esenliğin, şifanın, başarının ve diğer tüm bereketlerin egemenliğine taşındık. Artık kutsanmış egemenliğe katıldığımız için korkacak hiçbir şey yoktur çünkü hayatımız İsa’da korunmaktadır. Sonsuzluk boyunca düşman canlarımıza bir daha asla dokunamayacak. Şeytan kaybetti ve bir daha asla doğrulamayacak.
İsa’da kurtuluşa da eriştik. Bu gelecekte olacak bir şey değildir, çoktan olmuştur ve erişimimize açıktır. Hayatımızda nerede olduğumuz ve ne yaptığımız bunu etkilemez. Bize Rab’bin çocukları olarak çağırılmanın muhteşem onurunu veren şey Rab’bin basitçe verdiği bir hüküm değil, İsa’nın çarmıhta kendini feda etmesi ve yeniden dirilmesiydi.
Çok yüksek bir bedel ödenerek Rab’be getirildik. Ama bu bedel tamamen ödendi ve bu yüzden artık günahın ve ölümün yasasından özgürüz. Yaşamın ve başarının yasası üzerimizde hakim olan tek yasadır. Bu yüzden Rab’bin gerçek bir çocuğu gibi yaşayın ve Rab’be ait olanlar için hazırlanan en iyi şeylerin tadını çıkarın.
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder