23.
"Allah pişman olur mu, olmaz mı?"
Allah
insan değil ki, yalan söylesin,ve
insan oğlu değil ki, nadim olsun;
O söyler de onu yapmaz mı? Yahut
söz verir de icra etmez mi? (Sayılar
23:19)
|
Ve
RAB yeryüzünde adamı yaptığına nadim
oldu, ve yüreğinde acı duydu. Ve
RAB dedi: Yarattığım adamı, ve hayvanları,
sürünenleri ve göklerin kuşlarını
toprağın yüzü üzerinden sileceğim;
çünkü onları yaptığıma nadim oldum.(Tekvin
6:6-7)
Ve
RABBE dua edip dedi: Ah, ya RAB,
ben daha memleketimde iken bunu
söylemedim mi? bundan ötürü hemen
Tarşişe kaçmağa davrandım; çünkü
biliyordum ki sen lûtfeden ve çok
acıyan, geç öfkelenen, ve inayeti
çok olup kötülükten nadim olan Allahsın.(Yunus
4:2)
|
Sayılar'da
Tanrı, pişman olmayan olarak sunulmuştur.
Ama diğer iki ayet Tanrı'nın pişman olduğunu
söyler.
Yine
burada Kutsal Kitap ayetleri Tanrı'nın duygularını
ifade edebilmek için insanbiçimci bir dil
kullanmaktadır (bakınız soru 20 ve 22).
Bizim insansal duygularımız İlahi Olanı
tanımlamak için asla yeterli değildirler.
Ancak, Kutsal Kitap'ta Tanrı, yarattıklarından
ayrı duran pasif bir varlık değildir. Yarattıklarıyla
birçok yönden ilgilenir. Örneğin Tanrı'nın
bir sevgi Tanrı'sı olduğunu biliyoruz. Tanrı'nın
sevgisini insan sevgisiyle eşit tutamayız.
Ama O'nun sevgisini insanlara bildirmek
için başka hangi dili kullanabiliriz? O'nun
sevgisini yaptığı şeylerde görürüz. İsrail'i
Mısır'daki esaretten kurtarmıştır. Biricik
Oğlu'nu günahkârları kurtarmak amacıyla
ölmesi için vermiştir. Bunlar derin bir
sevgiyi gösteren davranışlardır.
Buna
benzer bir şekilde, Kutsal Kitap, Tanrı'yı
tövbe eder bir şekilde resmettiğinde, Tanrı'nın
nasıl olduğunu anlamamız için insansal sözcükler
kullanılmıştır. Her zaman olduğu gibi, dikkatli
bir bilgin onların gerçek anlamını anlamak
için bu ayetlerin içinde bulunduğu metnin
bütününe bakar. Her ayeti sırasıyla inceleyeceğiz:
a)
Tekvin 6:6-7 Tanrı insanoğlunu yarattığına
pişman oldu. İnsanlığın içine düşmüş olduğu
ahlaksal ve ruhsal bozukluğun farkına vardığımızda
Tanrı'nın, Kendi kutsal karakterine sadık
kalabilmek için bu tür davranışları ahlaksal
açıdan tiksindirici bulduğunu anlarız. Bu
bize insanbiçimci dilin kullanımından başka
bir şekilde nasıl anlamlı bir biçimde iletilebilir?
Tanrı'nın insanlığın davranışını bu şekilde
değerlendirmemesi, O'nu, Kendisi kutsal
olmakla beraber, kutsal olmayan davranışlar
karşısında pasif kalan Biri olma suçlamasıyla
karşı karşıya bırakırdı. İnsanlığı yarattığına
pişmandır, insanlığın ahlaksal bozukluğa
düşmesi O'nu üzmektedir, bu yüzden O, Kendi
ahlaksal karakteriyle tutarlı bir biçimde
davranmaktadır.
b)
Yunus 4:2 Burada Tanrı'nın fikrini
değiştirdiğini ve ilk önce vaat ettiği gibi
kötü insanları yargılamadığını görüyoruz.
Ama yine Tanrı, sadece Kendi kutsal ahlaksal
karakteriyle tutarlı bir biçimde davranmaktadır.
Kutsal Kitap ayetlerinde tekrar tekrar,
Tanrı'nın günahı yargılama vaadinin yanı
sıra tövbe edenlere merhamet vaadinde bulunduğunu
okuyoruz. Bu şekilde, eğer günahkârlar günahlarından
tövbe ederlerse, Tanrı günahkârlar için
olan yargısından dönme kapasitesine sahiptir.
Buna bir başka örnek de, Yeremya 18:6-8'de
bulunur. Tanrı İsrail'e, eğer bir ulusu
yargılayacağını bildirmiş ve sonra da o
ulusu uyarmışsa, eğer ulus tövbe ederse
Tanrı da vaat ettiği yargıdan vazgeçeceğini
söylemiştir. Bu, Tanrı'nın herhangi bir
biçimde değiştiğini mi gösterir? Tabii ki
hayır. Tanrı'nın insanlıktan tövbe beklemesi,
sonra da, yargılamadan vazgeçerek karşılık
verememesi O'nun ahlaksal karakteriyle çok
tutarsız bir şey olurdu. Ama Kutsal Kitap
ayetleri, Tanrı'nın Kendi ahlaksal karakterinde
tamamiyle tutarlı ve değişmez olduğunu öğretirler.
c)
Sayılar 23:19 Buradaki metin, tanrıtanımaz
bir kralın İsrail'i lanetlemek için bir
din adamı kiralamaya çalışmasından söz etmektedir.
Ayetin söylemek istediği, Tanrı'ya kutsadığı
bir halkı lanetlemesi için kaba bir şekilde
rüşvet verilemeyeceğidir. Bir insan hoş
olmayan bir şeyi yapmak için kiralanabilir
ama kutsal bir Tanrı'nın böyle bir şey yapması
mümkün değildir. Bu bakımdan Tanrı bir insan
gibi değildir. Malaki 3:6 bunu onaylar,
"Çünkü ben Rab değişmem." Bu ayet,
Tanrı'nın duygusuz, yerinden kımıldayamayan,
yaratıklarına karşılık verme kapasitesine
sahip olmayan biri olduğunu söylememektedir.
Söylemek istediği, Kendi ahlaksal karakterinde
Tanrı'nın Kendi amaçları, karakteri ve varlığına
tutarlı olmasına güvenebileceğimizdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder