23 Nisan 2016 Cumartesi

38. "Ağaç ne zaman kurudu? Ağacın suçu neydi?"

38. "Ağaç ne zaman kurudu? Ağacın suçu neydi?"

İsa sabah erkenden kente dönerken acıkmıştı. Yol kenarında gördüğü bir incir ağacına yaklaştı. Ağaçta yapraktan başka bir şey bulamayınca ağaca, "Sonsuza dek artık meyve vermeyesin!" dedi. İncir ağacı hemen o anda kurudu.
Öğrenciler bunu görünce şaşkına döndüler. "İncir ağacı birdenbire nasıl kurudu?" diye sordular.(Matta 21:18-20)
Ertesi gün Beytanya'dan çıktıklarında İsa acıkmıştı. Uzakta, yapraklanmış bir incir ağacı görünce üzerinde belki incir bulurum diye yaklaştı. Ağacın yanına vardığında yapraktan başka bir şey bulamadı. Çünkü incir mevsimi değildi. İsa ağaca, "Artık senden hiç kimse bir daha meyve yemesin!" dedi. Öğrencileri de bunu duydular.
Sabah erkenden incir ağacının yanından geçerlerken, ağacın kökten kurumuş olduğunu gördüler. Olayı hatırlayan Petrus, "Rabbî, bak! Lanetlediğin incir ağacı kurumuş!" dedi. (Markos 11:12-14, 20-21)

Ağaç çok kısa zaman içerisinde kurudu, fakat Markos'ta açıkça belirtildiğine göre İsa'nın ağacı lanetlediğinden sonraki gün öğrenciler kurumuş olduğunu görünce İsa'ya sordular. Matta'da hikâye özetlenip kısaltılmıştır. Bu Matta'da sık sık rastlanan bir nitelik olup, orada bulunan hikâyelerin sürekli zamandizine göre değil ama bazen konulara göre düzenlenmiş olduğu görülmektedir. (Örneğin: Matta 9:18-26'i Markos 5:21-43'le karşılaştırın.) Markos 11:12-14 ile 20-24'teki iki ayrı gün oluşan olay Matta 21:18-22'de ait olduğu tek konuya göre birleştirilmiştir. Matta 21:20'deki "Öğrenciler bunu görünce" ifadesi ertesi günle ilgilidir. Ama önemli olan ağacın İsa'nın sözü üzerine çabucak kurumuş olmasıdır.
Bunun için "ağacın suçu neydi?" sorusu daha esaslıdır. Tabii ki ağacın suçu yoktu. Fakat ikiyüzlü din adamlarının suçu vardı. İşte bu hareketle İsa onları gözle görülür bir şekilde ikaz ediyordu. İncir ağaçları genellikle meyvesi çıktığı zaman veya biraz sonra bile yapraklanırmış. İncir mevsimi olmadığı için İsa bu nadir yapraklı ağaca yaklaştı. Yaprakları olması meyvesi olduğunu da ilan ediyordu. Fakat ilan ettiği şey yalandı. Meyvesi yoktu. Bunun için meyvesi olduğunu ilan eden fakat meyvesiz olan bu ağacı İsa lanetledi.
Kutsal Kitap'ta incir ağacı İsrail oğullarını simgeleyen bir semboldur (Bkz. Yeremya 24:1-8; Hoşea 9:10; Nahum 3:12). Allah'ın onlardan beklediği de "iyi incirler"di, yani sevgi, doğruluk, sadakat, dolu olmak gibi. İsa da Kendisiyle İsrail'le ilgili şu benzetmeyi açıklamıştı: "Adamın birinin bağında dikilmiş bir incir ağacı varmış. Adam gelip ağaçta meyve aramış, ama bulamamış. Bağcıya, 'Bak' demiş, 'ben üç yıldır gelip bu incir ağacında meyve arıyorum, bulamıyorum. Onu kes. Toprağın besinini neden boş yere tüketsin?'" (Luka 13:6-9). İsa, İsrail ağacının sahibi olarak üç yıl boyunca meyve aradıktan sonra son kere Kudüs'e geldi. Varır varmaz tapınağa gitti, her tarafı gözden geçirerek "meyve" durumunu yokladı (Markos 11:11). Tapınakta gözüne çarpan, dua edenler yerine satıcılardı. Ertesi gün Kudüs'e dönerken meyvesiz incir ağacını lanetledi (Markos 11:12-14). Ondan hemen sonra tapınağa gidip satıcıları tapınaktan kovmaya başladı (Markos 11:15-19).
İşte İsa'nın lanetlediği bol yapraklı ama meyvesiz ağaç ibretinin anlamı çok açıktır. İsa, kendilerini Tanrı'ya çok meyve verenler olarak gösteren ikiyüzlü din adamlarını lanetliyor, onları İsrail ağacının pek yakında kesileceği hakkında uyarıyordu. Matta 23'teki İsa'nın tekrarladığı "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler!" sözlerine bakınız. Sayın Yüksel'in kitabında alıntı yaptığı Delhi'li yazar, alakası olmayan saçma sapan yorumlarıyla İsa'nın yaptıklarından hiçbir şey anlamadığını ortaya koymuş bulunuyor. Sakınsınlar da, Kudüs'teki din bilginlerinin uğradığı mahkûmiyete uğramasınlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder