23 Nisan 2016 Cumartesi

54. "İsa Aleyhisselâm Allah-u Teala'nın kulu ve resulüdür"

54. "İsa Aleyhisselâm Allah-u Teala'nın kulu ve resulüdür" 

 (Matta 12:15-21; 21:11, 46; Luka 7:16; 24:19; Yuhanna 4:19; 6:14; 9:17)
İsa bunu bildiği için oradan ayrıldı. Birçok kişi O'nun ardından gitti, O da hepsini iyileştirdi. Kendisini başkalarına tanıtmamaları için onları uyardı. Bu, Yeşaya peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz
yerine gelsin diye oldu:
"İşte, benim seçtiğim kulum,
canımın hoşnut olduğu sevgili kulum.
Ruhumu O'nun üzerine koyacağım.
O da adaleti uluslara ilan edecek.
Çekişip bağırmayacak,
yollarda kimse O'nun sesini duymayacak.
Ezilmiş kamışı kırmayacak,
tüten fitili söndürmeyecek,
ve sonunda adaleti zafere ulaştıracak.
Uluslar da O'nun adına ümit bağlayacak." (Matta 12:15-21)
Burada da itirazımız yoktur ki! (Lütfen soru 51 bkz.). "Mesih İnancı"nın temellerinden biri İsa'nın, Yeşaya peygamber aracılığıyla vaadedilen "Rab'bin Kulu" yani "Mesih" olduğudur! Yalnız ricamız şudur: Kutsal Kitap gerçeğini araştıran kişi Yeşaya'da yazılanlara başvururken dürüstçe, bu kısmının tümüne baksın. Çünkü Yeşaya kitabında, Mesih'in ezeli çıkışına, çekeceği elemlere ve bu elemlerin ardından gelecek yüceliklere tanıklık eden aşağıdaki ilahi sözleri okumaktayız. Lütfen bunları bir kere dikkatle okumaya özenin:
· Bakireden doğacak olan çocuğun adları asıl yüceliğini gösterir:
Rab kendisi size bir alâmet verecek; işte, kız gebe kalacak, ve bir oğul doğuracak, ve onun adını İmmanuel koyacak [Immanuel 'Tanrı bizimledir' demektir] Bize bir çocuk doğdu, bize bir oğul verildi; ve reislik onun omuzu üzerinde olacak, ve onun adı: Harika Öğütçü, Kadir Allah, Ebediyet Babası, Barış Prensi çağırılacaktır. Onu Davudun tahtı üzerinde, ve ülkesi üzerinde, şimdiden ebede kadar hakla ve doğrulukla pekiştirmek ve desteklemek için, reisliğinin ve setâmetin artmasına son olmayacak. Ordular RABBİNİN gayreti bunu yapacak (9:6-7).
· İsrail'e Rab'bin Kendisi gelip Çoban olacak:
Siona müjde getiren, yüksek dağa çık; Yeruşalime müjde getiren, sesini kuvvetle yükselt; yükselt, korkma; Yahuda şehirlerine de: İşte, Allahınız! İşte, RAB Yehova yiğit gibi gelecek, ve kendisi için bazusu saltanat sürecek; işte, ücreti kendisiyle beraberdir, ve mükâfatı kendi önündedir. Sürüsünü çoban gibi güdecek, kolu ile kuzuları toplayacak, ve bağrında taşıyacak, ve emzikli olanları yavaş güdecek (40:9-11).
· İlk ve Son olup dünyaları yaratan, Rab ile O'nun Ruhu tarafından gönderilendir:
Ey Yakub, ve çağırdığım İsrail, beni dinle: Ben oyum; ilk benim, Son da benim. Evet, yerin temelini benim elim koydu, ve gökleri sağ elim yaydı; ben onları çağırınca, birlikte dikilip dururlar... Bana yaklaşın, bunu dinleyin: Başlangıçtan berı gizlice söylemedim; vaki olduğu zamandan beri ben oradayım; ve şimdi Rab Yehova ve onun Ruhu beni gönderdi (48:12-16).
· Mesih önce İsrail tarafından hor görülecek, sonra bütün uluslara ışık olacak:
Yakub sıptlarını yeniden yerlerine dikmek, ve İsrailin esirgenmiş olanlarını geri getirmek için bana kul olman bir şey değildir; seni Milletlere de ışık olarak vereceğim ki, yerin ucuna kadar benim kurtarışım olasın. İnsanın hor gördüğü, milletin nefret ettiği, hükümdarların kölesi olan adama İsrailin Kurtarıcısı ve Kuddûsu Rab şöyle diyor: Sadık olan Rabden, seni seçmiş olan İsrailin Kuddûsunden ötürü krallar görüp ayağa kalkacaklar; reisler görecekler, ve secde edecekler (49:6-7).
· Mesih günahlarımıza karşılık ölüp dirilecek
HABERİMİZE kim inandı? ve RABBİN bazusu kime izhar olundu? çünkü onun önünde körpe fidan gibi, ve kurak yerden kök sürgünü gibi çıktı; ne biçimi ve ne de güzelliği vardı; gösterişi de yoktu ki, kendisine bakınca gönlümüz onu çeksin. Hor görüldü, ve insanlar tarafından bırakıldı; acıları tanımış, elemler adamı; ve insanların kendisinden yüzlerini örttükleri bir adam gibi hor görüldü, ve biz onu saymadık.
Gerçek acılarımızı o taşıdı, elemIerimizi o yüklendi; gerçek biz sandık ki, o cezaya uğradı, Allah tarafından vuruldu, ve alçaltıldı. Fakat günahlarımızdan ötürü o yaralandı, fesatlarımızdan ötürü o zedelendi; selâmetimiz için olan ceza onun üzerine indi; ve onun bereleriyle biz şifa bulduk. Hepimiz koyunlar gibi yolu şaşırdık; her birimiz kendi yoluna döndü; ve RAB hepimizin fesadını onun üzerine koydu.
Ona kötü muamele ettiler, fakat alçaltıldığı zaman ağzını açmadı; boğazlanmağa götürülen kuzu gibi, ve kırkıcılar önünde dilsiz duran koyun gibi, ağzını açmadı. Gaddarlıkla hükmolunarak kaldırıldı; onun zamanında yaşıyanlar arasında kim düşündü ki, diriler diyarından kesilip alınması kavmımın günahından ötürü idi? vuruş ise, kavm içindi. Ve haksızlık etmediği, ve ağzında hile bulunmadığı halde, kabrini kötülerin yanında yaptılar, ve ölümünde zengin adamla beraberdi.
Fakat onu ezmek RABBE hoş göründü; onu eleme düşürdü; onun canı günah takdimesi edilince, zürriyetini görecek, ömrünün günlerıni uzatacak, ve RABBİN muradı onun elinde ileri gidecek. Canının emeği semeresini görecek, ve doyacak; salih kulum bir çoklarını kendi bilgisi ile salih kılacak; ve fesatlarını kendisi yüklenecek.
Bundan dolayı büyüklerle beraber ona pay vereceğim, ve çapul malını zorlularla beraber paylaşacak; çünkü canını ölüme döktü, ve günahkârlarla sayıldı; çoğunun suçunu da o taşıdı, ve günahkârlar için şefaat etti (53:1-12).
Bu ayetleri önyargısızca okuyan herkes, "Rab'bin Kulu" olan Mesih'in sadece bir peygamber olmadığına kanaat getirecektir.
Son olarak Sayın Yüksel'in alıntı yaptığı Kuran'daki İsa'yla ilgili ayete dikkat edelim. Orada okuduğumuz "sadece Allah'ın peygamberidir" ifadesiyle birlikte İsa'ya üç unvan verilmektedir:
"Meryem Oğlu İsa
(1) Mesih... Meryem'e ulaştırdığı
(2) [Allah'ın] Kelimesi ve
(3) Kendinden bir Ruhtur" (Nisâ/4:171).
Kuran'da bu üç unvan İsa'dan başka hiçbir peygambere verilmemiştir. Ayrıca Kutsal Kitap'ta bu üç unvan, bir peygamberden çok üstün kavramları içermektedir.
(1) "Al-Masih" veya "Mesih" hakkında Tevrat'tan başlayarak bütün peygamberler, gelecek olan "Meshedilmiş Olan" veya "Seçilmiş Olan" anlamına gelen "Mesih" ile ilgili tanıklıkta bulunuyor. Bu unvan "Tanrı'nın Oğlu" ve "Aradığınız Rab" unvanlarına denk düşmektedir. Örneğin Hz. Davut'un ikinci Mezmurunda şöyle yazılıdır:
"Dünyanın kralları kalkıyor, Ve hükümdarlar RABBE karşı ve Mesihine karşı, birbiriyle öğütleşiyorlar... Fermanı ilân edeceğim; RAB bana dedi: Sen benim oğlumsun; Ben seni bugün tevlit ettim. İste benden, ve miras olarak sana milletleri, Mülkün olarak yeryüzünün uçlarını da vereceğim. Onları demir çomakla kıracaksın; Bir çömlekçi kabı gibi onları parçalayacaksın. Ve şimdi, ey krallar, artık aklınızı başınıza alın; Ey dünya hâkimleri, ibret alın. RABBE korku ile kulluk edin, Ve titreyerek mesrur olun. Oğlu öpün ki, hiddet etmesin, siz de yolda yok olmayasınız, Çünkü birazdan hiddeti alevlenir. Bütün ona sığınanlar ne mutludur!" (Mezmur 2:2, 7-12)
Aynı şekilde "İşte, habercimi gönderiyorum, ve önümde yol hazırlıyacak; ve aradığınız RAB kendi mabedine ansızın gelecektir" (Malaki 3:1) diye yazan ayet, hem Hz. Yahya'yla hem de Rab olan Mesih'le ilgili önceden tanıklık etmektedir.
(2) "Kalimatullah" (Kelamullah) veya "Allah'ın Sözü" - İncil'de Tanrı'nın Sözü Mesih'in yüce bir unvanıdır: Ezeli varlığını açıklarken şöyle yazılır: "Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı. Başlangıçta O, Tanrı'yla birlikteydi" (Yuhanna 1:1-2). Dünyayı yargılamak üzere ikinci gelişi de şöyle açıklanır: "Bundan sonra göğün açılmış olduğunu ve orada beyaz bir atın durduğunu gördüm. Ata binmiş olanın adı Sadık ve Gerçek'tir. Adaletle yargılar...Gözleri alev alev yanan ateşe benzer. Başında çok sayıda taç vardır ve üzerinde kendisinden başka kimsenin bilmediği bir ad yazılmıştır...'Tanrı'nın Sözü' adıyla anılır...Kaftanı ve kalçası üzerinde, 'krallarin Kralı ve rablerın Rabbı' diye yazılmış bir adı vardı" (Esinleme 19:11-16).
(3) "Ruhun minhu" veya "Allah tarafından bir Ruh" - İslam âleminde genellikle "Ruhullah" olarak bilinir - İncil'de ölümden dirilmiş olan Mesih'in, Hz. Âdem ilk yaradılışın başı olduğu gibi, yeni bir yaradılışın başı olup yaşam veren bir ruh olduğu açıklanır: "Şöyle yazılmıştır: 'İlk insan Ådem, yaşayan bir can oldu.' Son Âdem ise yaşam veren bir ruh oldu. Önce ruhsal olan değil, doğal olan geldi. Ruhsal olan sonra geldi. İlk adam yerden, yani topraktandır. İkinci adam [Mesih] göktendir" (I. Korintliler 15:45-47).
Bu örneklerden apaçıktır ki "Al-Masih", "Kalimatullah" ve "Ruhun minhu" diye tanınan kişi, her hangi bir peygamberden çok çok üstündür. Bu yüzden Kuran'ın bu ayeti büyük bir çelişki yaratmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder