49.
"Allah 'Üçlük' Allahı mıdır?"
Önceki
soruya bakınız. Ama orada dediklerimize
iki nokta eklememiz yerinde olur:
1)
Sayın Yüksel, "bu doktrin, ne İbranî
peygamberleri, ne de Hristiyan resulleri
tarafından biliniyordu." diyor. Peki
aşağıda iki ayet vereceğiz. Birincisi, İbranî
peygamberi olan Yeşaya aracılığıyla verilen
bir ayettir. Bakalım, bu doktrin biliniyor
mu yoksa bilinmiyor muydu?
"Ey
Yakub, ve çağırdığım İsrail, beni dinle:
Ben O'yum; ilk benim, son da benim. Evet,
yerin temelini benim elim koydu, ve gökleri
sağ elim yaydı; ben onları çağırınca, birlikte
dikilip dururlar...Bana yaklaşın, bunu dinleyin:
Başlangıçtan beri gizlice söylemedim; vaki
olduğu zamandan beri ben oradayım;
ve şimdi Rab Yehova (Baba)
ve onun Ruhu (Kutsal Ruh)
beni (Söz) gönderdi."
(Yeşaya 48:12-13, 16)
Bir
İbranî peygamberinin yazıya geçirdiği bu
ayetlerde Üçlü Birlik açıkça görülür. Gelelim
Yeni Ahit'e. Kutsal Ruh'un Havari Matta
aracılığıyla verdiği şu ayete bakalım:
İsa
yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi:
"Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana
verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları
öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları Baba,
Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla(tek
ad!) vaftiz edin. Size buyurduğum her şeye
uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın
sonuna dek her an sizinle birlikteyim"
(Matta 28:18-20).
Bundan
daha açık bir ifade olamaz. Bunun gibi pek
çok ayet sıralamak mümkündür. Sonuç olarak
şunu açıkça diyebiliriz ki, Üçlübirlik
Gerçeği hem İbranî peygamberleri, hem de
Hristiyan resulleri tarafından biliniyordu.
2)
Sayın Yüksel, bu gerçeğin "bir sır"
olduğunu kabul etmemizden alaylı bir şekilde
bahsetmektedir. Fakat İncil'de böyle bir
tavırla ilgili olarak şöyle yazılır: "Bu
kişiler anlamadıkları her şeye sövüyorlar...
Vay bunların haline! Çünkü Kabil'in yolundan
gittiler" (Yahuda 10-11). Acaba "Kabil'in
yolu" neydi? Kabil, Allah'ın saptamış
olduğu kurban yoluyla kurtuluş planını anlamadan
kendi doğruluğunu yerleştirmeye çalışarak
Rab'be kuzu değil, toprağın ürününden bir
adak getirdi. Fakat Allah onu kabul etmeyince
Kabil istenen kuzuyu getiren kardeşi Habil'e
kızdı ve sonunda onu öldürerek ilk katil
oldu. Aynı şekilde değerli Müslüman arkadaşlarımız
ne Allah'ın Üçlü Birliğini ne de O'nun Mesih'inin
kurban olarak çarmıhtaki ölümü sayesinde
sağladığı kurtuluş müjdesini anladıkları
için bu yüksek gerçeklere sövüyorlar. Bu
konuda Allah şöyle der: "Benim düşüncelerim
sizin düşünceleriniz değil, sizin yollarınız
benim yollarım değil, Rab diyor. Çünkü gökler
nasıl yerden yüksekse, yollarım sizin yollarınızdan,
ve düşüncelerim sizin düşüncelerinizden
öyle yüksektir" (Yeşaya 55:8-9).
Kutsal
Kitap'ta böylesine açıkça belirtilen yüce
gerçekleri anlamadığımız zaman onlara sövmektense
kendimizi alçaltarak gerçeği anlayabilmek
için Rab'be yalvarmak gerekir. Bu şekilde
yaklaşanlara Rab'bin sözü şudur: "Yüksek
ve yükselmiş, ebediyette sakin ve ismi Kutsal
olan şöyle diyor: Ben yüksek ve mukaddes
yerde otururum, ve alçak gönüllülerin ruhunu
diriltmek için, ve alçak gönüllü adamla
beraberim. RAB diyor, ben düşküne, ve ruhu
kırık olana, ve sözümden titriyen adama
bakarım" (Yeşaya 57:15; 66:2)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder