23 Nisan 2016 Cumartesi

56. "Hristiyanlık barışçı mı?"

56. "Hristiyanlık barışçı mı?"

Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Ben barış değil, kılıç getirmeye geldim. Çünkü ben oğulla babasının, kızla annesinin, gelinle kaynanasının arasına ayrılık sokmaya geldim. (Matta 10:34-35)
"Ben dünyaya ateş yağdırmaya geldim. Keşke bu ateş daha şimdiden alevlenmiş olsaydı! Katlanmam gereken bir vaftiz var. Bu vaftiz gerçekleşinceye dek nasıl da sıkıntı çekiyorum! Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ben ayrılık getirmeye geldim. Bundan böyle bir evde beş kişi, ikiye karşı üç, üçe karşı iki bölünmüş olacak. Baba oğluna karşı, oğul babasına karşı, anne kızına karşı, kız annesine karşı, kaynana gelinine karşı, gelin kaynanasına karşı olacaktır." (Luka 12:49-53)
Oradakiler bu sözleri dinlerken İsa konuşmasını bir benzetmeyle sürdürdü. Çünkü Kudüs'e yaklaşmıştı ve onlar, Tanrı'nın Egemenliğinin hemen ortaya çıkacağını sanıyorlardı. Bu nedenle İsa şöyle dedi: "Soylu bir adam, kral atanıp dönmek üzere uzak bir ülkeye gitmiş...
'Üzerlerine kral olmamı istemeyen bu düşmanlarıma gelince, onları buraya getirin ve gözümün önünde kılıçtan geçirin!'"
İsa, bu sözleri söyledikten sonra... (Luka 19:11-27)
Evet, Mesih İnancı insanlara gerçek anlamda barış ve esenlik getiricidir. Bununla birlikte Mesih İnancı insanları birbirinden ayırabilir. Bu iki demece bakalım.
Fakat önce burada okuyucularımıza şu önemli gerçeği hatırlatmak zorundayız:. Mesih adına yapılan birçok şeyin, gerçek Mesih İnancı ile hiç alakası yoktur. Bunların iki çirkin örneği, "Haçlı seferleri" ve "Engizisyon" olarak bilinir, ve İsa Mesih adına yapılan korkunç kötülüklerdir!
Şimdi devam edelim:. İlk önce bu inanç insanlara gerçek anlamda barış ve esenlik getiricidir dedik. Çünkü Mesih İnancı, Tanrı'yla barışmaya yol açan esenlik bildirisidir. "Şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih'te kendisiyle barıştırdı" (II. Korintliler 5:19). "Yaptığınız kötülükler yüzünden bir zamanlar düşünüşünüzde Tanrı'ya yabancı ve düşmandınız. Şimdiyse Mesih, sizi Tanrı önüne kutsal, lekesiz ve kusursuz olarak çıkarmak için öz bedeninin ölümü sayesinde sizi Tanrı'yla barıştırdı" (Koloseliler 1:21-22). Böylece Mesih'e olan imanla aklanan kişi Mesih sayesinde Tanrı'yle barışmış oluyor.
Ondan sonra Müjde, Mesih İnanlılarının sevgi ve barış içinde yaşamalarını sağlayacak güçtedir. Mesih, "Ne mutlu barış sağlayanlara" ve "Düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin" dedi (Matta 5:9, 44). "Hiç kimseye kötülüğe karşı kötülük etmeyin. Herkesin gözünde iyi olanı yapmaya dikkat edin. Mümkünse, Elinizden geldiği kadar bütün insanlarla barış içinde yaşayın. Kendi öcünüzü kendiniz almayın; bunu Tanrı'nın gazabına bırakın... Kötülüğe yenilme, kötülüğü iyilikle yen." (Romalılar 12:17-21). Müjde'nin getirdiği barış düzeni budur.
Ancak bu, müjdeye uymayanlar ile uyanlar arasında tam bir ayrılık açılıyor. Çünkü henüz günahları içinde bulunan kişi ister istemez Tanrı'nın düşmanıdır. İnanan ise Mesih sayesinde Tanrı'nın "dostu" ve "çocuğu"dur. Sayın Yüksel'in gösterdiği ayetler bunu açıklamaktadırlar. Matta 10:34-35'i dikkatle okuyacak olursak İsa'nın getirmeye geldiği "kılıç"ın ne olduğunu göreceğiz: "Kılıç getirmeye geldim" ifadesi "ayrılık koymaya geldim" ifadesiyle yorumlanmaktadır. Yani bu sözde "kılıç" demek, ayrılık demektir. Kendisi dünyayı, hatta aileleri bile ikiye bölmeye geldi. İnsanları bu kötü çağdan kurtarmak için onların günahlarına karşılık kendini feda etti. Artık insanlar arasına ayrılık getiren mihenk taşı budur. Yol Mesih'te ikiye ayrılır. İsa, "Benden yana olmayan bana karşıdır. Benimle birlikte toplamayan dağıtıyor demektir" demiştir (Matta 12:30).
İsa'nın Luka 19:27, 28'deki sözüne gelince, aynı şeyi görüyoruz. Ama daha önce Sayın Yüksel'in alıntı alma şekline dikkatiınizi çekmek istiyoruz. Ayetleri öyle bir şekilde kesmiştir ki olayı bilmeyen okuyucu İsa'nın, öğrencilerine, Kendisine karşı direnenleri Kendi önünde öldürmelerini emrettiğini sanabilir! Halbuki İsa burada ancak bir benzetme yapıyordu!
Yine de gerçek şudur: Mesih'in egemenliğine boyun eğmek istemeyenlerin hepsi "yargı gününde O'nun varlığından ve gücünün yüceliğinden uzak kalarak sonsuza dek mahvolma cezasına çarptırılacaklar"dır (II. Selanikliler 1:9). Fakat şuna çok dikkat etmek gerek ki, biz değil, Rab'bin Kendisi böylelerini cezalandıracaktır. Kutsal Kitap insanlara karşı kaba kuvvete başvurmamıza izin vermemektedir. "Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek" diyen İsa Mesih (Matta 26:52) günahkârlara karşı değil yalnız günaha karşı savaşmamızı buyuruyor.
Haksızlıkla idam edilmek üzereyken O şöyle konuştu: "Krallığım bu dünyadan olsaydı, yandaşlarım, Yahudilere teslim edilmemem için savaşırlardı. Oysa benim krallığım buradan değildir" (Yuhanna 18:36). Savaşımız et ve kana karşı değil, ruhsal güçlere karşıdır. Savaşımızın silahları da dünyasal silahlar değil kaleleri yıkan Tanrısal güce sahip silahlardır: "Gerçek kemeri", "doğruluk zırhı", "esenlik müjdesini yayma hazırlığı ayakkabıları", "iman kalkanı", "kurtuluş miğferi" ve "Tanrı Sözü olan Ruh'un kılıcı"dır (Efesliler 6:12-17). Ellerimizde doğruluğun bu "silahlar"ıyla Tanrı bilgisine gururla karşı duran her engeli yıkabiliyoruz. İnsanlara gerçek özgürlükle esenliğe kavuşma fırsatını sağlayabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder