60.
"Pavlus'un marifetleri"
(Elçilerin İşleri 22:3-10; 9:26;
15:36-41; Galatyalılar 2:10-14)
Şimdiye
kadar Sayın Yüksel bu kadar saçma sapan
ve çelişkili bir soru sormamıştı. Tersine
sorduklarının bazıları gerçekten iyi ve
düşündürücüydü. Bu yüzden her bir soruya
uygun ve tatmin edici bir cevap vermeye
çalıştık. Bu soru ise ciddi bir cevabı hak
etmiyor. Çünkü hepsi Sayın Yüksel'in uydurduğu
kanıtsız iftiralardır! Eğer kuramına destek
olarak Elçilerin İşleri kitabına başvuracaksa
onu bir bütün olarak göstermeli. Çünkü hikayenin
bütünü orada yazılıdır. Mektuplarından bu
alıntıya bakalım:
"Beni
güçlendirmiş olan Rabbimiz Mesih İsa'ya
şükrederim. Çünkü beni sadık sayarak hizmetine
aldı. Bir zamanlar O'na küfreden, küstah
ve zalim biri olduğum halde bana merhamet
edildi. Çünkü yaptıklarımı, bilgisizlikten
ve imansızlıktan yaptım. Ama iman ve Mesih
İsa'da olan sevgiyle birlikte Rabbimizin
lütfu üzerime bol bol döküldü. 'Mesih İsa
' sözü, güvenilir ve her bakımdan kabule
layık bir sözdür. Günahkârların en kötüsü
benim. Ama Mesih İsa, kendisine iman edip
sonsuz yaşama kavuşacak olanlara örnek olayım
diye sınırsız sabrını öncelikle bende sergilemek
için bana merhamet etti. Onur ve yücelik
sonsuzlara dek tüm çağların Kralı olan ölümsüz,
görünmez tek Tanrı'nın olsun. Amin!"
(I. Timoteyus 1:12-17).
Burada
gayet açık bir şekilde, Pavlus'u harekete
geçirip yönlendirenin İsa Mesih'e olan sevgisi
olduğunu görüyoruz. Eğer başka bir amacı
olsaydı uğradığı sıkıntılara neden katlansın
ki? Pavlus Mesih uğruna her şeyini kaybetti.
Yaşamının büyük bir kısmını Roma hapishanelerinde
geçirdi. Sayısız kere dayak yedi, çok kez
ölümle burun buruna geldi. Yahudilerden
beş kez otuzdokuzar kırbaç yedi. Üç kez
değnekle dövüldü, bir kez taşlandı, üç kez
deniz kazasına uğradı. Bir gece-bir gündüzü
açık denizde geçirdi. Sık sık yolculuk etti.
Irmaklarda ve haydutlar arasında, gerek
soydaşları gerekse de diğer uluslar arasında
tehlikelere uğradı. Şehirde, çölde, denizde
ve sahte kardeşler arasında tehlikelere
düştü. Emek verdi, sıkıntı çekti, çok kez
uykusuz kaldı. Açlık ve susuzluğu tattı.
Çok kez yiyeceksiz ve soğukta çıplak kaldı
(Bkz. II. Korintliler 11:24-27). Sonunda
Mesih uğruna idam edilerek öldü.
Bütün
bunlara karşılık olarak ne aldı? Mesih'ten
başka hiç bir şey! Öğrettiklerini gerçekten
Mesih'ten almamış olsaydı bunlar o kadar
mantıksız olurlardı ki...
Yüksel'in
iddiasına göre "Pavlus neticede bazı
sapık düşüncelerini Hristiyanlığa sokmayı
başarmıştır." Halbuki Pavlus'un mektuplarında
bulunan her öğretiş çekirdek şeklinde Mesih'in
kendi sözlerinde de bulunmaktadır. Yeni
olan bir şey öğretmemiştir ki! Ona verilen
ayrıcalık bu sırları Tanrı'nın esiniyle
ayrıntılı ve sistematik bir şekilde açıklamaktı.
Şimdi kısaca Yüksel'e göre, Pavlus'un Hristiyanlığa
sokmayı başardığı altı konuya gelelim:
1.
Üçlübirlik öğretişi. Bu konu üzerinde
ayrıntılı bir şekilde soru 48, 49, 51 ve
52'de zaten cevabımızı epey yazdık. Orada
gördük ki hem Tevrat hem de İncil'in tümü,
aynı gerçeği ortaya koymaktadır. Hatta bunu
Pavlus'un mektuplarına çok az başvurarak
gösterdik. Fakat Deedat'in iddialarında
ilginç bir çelişki vardır. Bu soruda o,
Pavlus'un Üçlü Birlik kavramını yaratıp
Hıristyanlığa soktuğunu iddia ederken, "Allah
Üçlük Allahı Mıdır?" (Soru 49) başlığı
altındaki yazdıklarında Sayın Yüksel, bu
doktrinin üç yüz elli yıl sonra ortaya çıktığını
ileri sürmektedir. Peki öyleyse Pavlus ne
zaman yaşadı? Bu iki çelişkili iddia arasında
hangisini tutacak?
2.
Hristiyanlığın evrensel din olduğu öğretişi.
Peki İsa'nın şu sözleri ne anlama geliyor
ki? "Gökte ve yeryüzünde bütün yetki
bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları
öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları Baba,
Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin"
(Matta 28:18-19).
3.
İsa'nın günahlara kefaret kurbanı olmaya
yeryüzüne indiği öğretişi. Gene
İsa'nın kendi sözleriyle cevap veriyoruz:
O, "İnsanoğlu... canını birçokları
uğruna fidye olarak vermeye geldi"
dedi (Markos 10:45). Ayrıca ölümünü simgeleyen
kâseyi kastederek "bu benim kanımdır,
günahların bağışlanması için birçokları
uğruna akıtılan antlaşma kanıdır" dedi
(Matta 26:28).
4.
İsa'nın ölümden dirilip Babası'nın sağına
oturacağı ve insanları yargılamaya geleceği
öğretişi. Aynı şekilde İsa'nın
Kendi sözlerini dinleyelim: "İsa, kendisinin
Kudüs'e gitmesi, ihtiyarlar, başkâhinler
ve din bilginlerinin elinden çok acı çekmesi,
öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini
öğrencilerine anlatmaya başladı" (Matta
16:21). Kendisinin insanları yargılayacağı
konusunda da şöyle demişti: "İnsanoğlu
kendi görkemi içinde bütün melekleriyle
birlikte gelince, görkemli tahtına oturacak.
Ulusların hepsi O'nun önünde toplanacak,
O da koyunları keçilerden ayıran bir çoban
gibi, onları birbirinden ayıracak."
(Matta 25:31-32). İsrail'in Yüksek kurulu
önünde yargılanırken kendisine sorulan "Söyle
bize, Tanrı'nın Oğlu Mesih sen misin?"
sorusuna İsa, "Söylediğin gibidir"
karşılığını verdi. "Üstelik size şunu
söyleyeyim, bundan sonra İnsanoğlu'nun,
kudretli Olan'ın sağında oturduğunu ve göğün
bulutları üzerinde geldiğini göreceksiniz."
dedi (Matta 26:63-64).
5.
Kurtulmak için sünnet olmanın gereksiz olduğu
öğretişi. Sünnet, İsrail oğullarına
verilen antlaşmanın işaretiydi (Bkz. Tekvin
17 ile Çıkış 12:48). İsa Mesih, sünnetsiz
olan Romalı yüzbaşının imanı hakkında "Size
doğrusunu söyleyeyim" dedi, "ben
İsrail'de böyle imanı kimsede görmedim.
Size şunu söyleyeyim, doğudan ve batıdan
birçok insan (sünnet olmadan!) gelecek,
Göklerin Egemenliğinde İbrahim, İshak ve
Yakup'la birlikte sofraya oturacaklar"
(Matta 8:10-11).
Ayrıca
bu konuda Pavlus ve diğer havariler sadece
Tevrat'ta yazılan şu gerçeği vurgulamaktaydılar:
"
"Yüreklerinizin
gulfesini sünnet edin, artık sert enseli
olmayın." (Tesniye 10:16)
"Allahın
RABBİ bütün yüreğinle ve bütün canınla sevmek
için yaşıyasın diye, Allahın RAB
senin yüreğini ve zürriyetinin yüreğini
sünnet edecek." (Tesniye 30:6)
Yani
önemli olan bedensel sünnet değil "yüreksel"
veya ruhsal sünnettir. Sünnetlilik veya
sünnetsizlik yürekle ilgilidir.
Rabbimiz
bunu Pavlus'un aracılığıyla şöyle açıklamaktadır:
"Mesih'in gerçekleştirdiği sünnet sayesinde
günahlı benliğinizden soyunarak elle yapılmayan
sünnetle O'nda sünnet edildiniz... Siz suçlarınız
ve benliğinizin sünnetsizliği yüzünden ölüyken,
Tanrı sizi Mesih'le birlikte yaşama kavuşturdu.
Bütün suçlarımızı O bağışladı" (Koloseliler
2:11, 13).
Bu
yüzden de Pavlus değil, Kudüs'te toplanan
bütün havarilerle ihtiyarlar, Kutsal Ruh'un
yönlendirilmesiyle Yahudi olmayan Mesih
İnanlıları'nın sünnet edilmesinin gerekmediği
kararına vardılar (Bkz Elçilerin İşleri
15:1-34).
6.
Domuz etinin yenebileceği öğretişi.
Aslında Musa'nın Yasasına göre sadece domuz
eti değil birçok hayvanın eti yenemezdi
(Bkz. Levililer 11). Bu konuda elçiler arasında
ilk önce Pavlus değil, Petrus Rab'den buyruk
aldı (Bkz. Elçilerin İşleri 10). Fakat bir
kez daha görüyoruz ki bu gerçek de İsa'nın
öğretişinden kaynaklandı: "'Dışarıdan
insanın içine giren hiçbir şeyin onu kirletemeyeceğini
anlamıyor musunuz? Dıştan giren, insanın
yüreğine değil, midesine gider, oradan da
ayakyoluna atılır.' İsa (Pavlus değil!)
bu sözlerle, tüm yiyeceklerin temiz olduğunu
bildirmiş oluyordu" (Markos 7:18-19)
Son
olarak Sayın Yüksel, "Pavlus'un Havarilerinden
Petrus ve 70'lerden Barnaba ile şiddetli
münakaşaları vardır" diye yazmaktadır
(Deedat ile Yüksel, Kitab-ı Mukkades Allah
Sözü müdür?, s. 158). Halbuki Petrus, Yuhanna
ve diğer havariler, mektuplarında, Pavlus'un
öğretilerini tamamen doğrulamaktadırlar.
Hatta Petrus ikinci mektubunda, Pavlus'un
yazdıkları hakkında (ve Sayın Yüksel gibi
Pavlus'un aleyhine uğraşan kişiler hakkında!)
şöyle yazmıştır:
"Sevgili
kardeşimiz Pavlus'un da kendisine verilmiş
olan bilgelikle size yazdığı gibi, Rabbimizin
sabrını kurtuluş fırsatı sayın. Pavlus,
bütün mektuplarında bu konulardan böyle
söz eder. Mektuplarında güç anlaşılan bazı
yerler var ki, bilgisiz ve kararsız kişiler,
diğer kutsal yazıları olduğu gibi,
bunları da çarpıtarak kendi yıkımlarını
hazırlıyorlar. Bu nedenle, sevgili kardeşlerim,
ilke tanımayan kişilerin sapıklığıyla sürüklenip
kararlılığınızdan sapmamak için bunları
önceden bilerek sakının." (II. Petrus
3:15-17).
Bu
sözlere dikkat edelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder